T.C. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu ilk resmi ziyaretini doğduğu ülkeye gerçekleştirdi

T.C. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 28 Mart Perşembe günü Yunanistan’a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Yunanistan Sağlık Bakanı Andreas Likurencos ile görüştü. Atina temaslarının ardından Batı Trakya’ya gelen Bakan Müezzinoğlu ilk ziyaretini doğduğu Kozlukebir köyüne gerçekleştirdi. 29 Mart Cuma günü Gümülcine ve İskeçe illerine ziyaretler gerçekleştiren Bakan Müezzinoğlu, İTB ve GTGB’de soydaşlarla buluştu.

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu Atina’ya gerçekleştirdiği ilk resmi ziyarette Yunanistan Sağlık Bakanı Andreas Likurencos ile görüştü. Bakanların yaptığı görüşmede sağlık alanında iki ülke ilişkilerinin ilişkileri, sağlık kurumları arası işbirliği konuları ele alındı. Sağlık Bakanlığı’nda yapılan görüşmenin ardından basına demeç veren iki bakan, iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerlemesi konusunda görüşmenin çok faydalı geçtiğini, ele alınan konuların işbirliğinin artmasına büyük katkı sağlayacağı ve dostluğun daha da pekişeceğini belirttiler.

Bakanlıktaki resmi görüşmenin ardından Bakan Müezzinoğlu ve Atina temaslarında kendisine eşlik eden Atina Büyükelçisi Kerim Uras Yunanistan Sağlık Bakanı Andreas Likurencos ile birlikte Aghia Sophia (Ayasofya) Çocuk Hastanesi Onkoloji Birimini ziyaret ettiler, hastane yöneticilerinden çalışmalar hakkında bilgi aldılar. Bakan, ELPİDA Derneği Başkanı Marianna Vardinoyannis ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Atina temaslarını kendisi gibi Batı Trakyalı olan İçişleri Bakanı Evripidis Stilyanidis’e yaptığı ziyaretle tamamlayan Müezzinoğlu, Atina’dan ayrılarak uçakla Dedeağaç’a oradan da doğduğu köye Kozlukebir ‘e geldi ve geceyi orada geçirdi.

Atina’dan sonra ilk durağı doğduğu köy Kozlukebir oldu

T.C. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bakan olduktan sonra ilk resmi ziyaretini Yunanistan’a yaptı.28 Mart Perşembe günü Atina’da temaslarda bulunan bakan, aynı gün akşam saatlerinde Batı Trakya’ya doğup büyüdüğü Kozlukebir köyüne geldi. Bakan ilk olarak kendisi onuruna verilen akşam yemeğine katıldı. Daha sonra köy kahvelerini tek tek gezerek halkla selamlaşan Müezzinoğlu, köy halkıyla birlikte kahve içip sohbet etti. Kendisini coşkuyla karşılayan soydaşlarla hasret gideren bakan daha sonra eşinin ailesini ziyaret etti. Bakan geceyi doğduğu köyde geçirdi.

Ziyaret programı Yunanlı yöneticilerle başladı

Atina temaslarının ardından Batı Trakya’yı ziyaret eden Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, 29 Mart Cuma günü temaslarına Gümülcine ilinden Yunanlı yöneticilerden başladı. Bakan ilk olarak Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkanlığı’nı ziyaret etti. Ziyarette bakanı Eyalet Başkan Vekili Pavlos Damianidis karşıladı. Ziyaret görüşmesinde Eyalet Başkan Yardımcısı Ercan Hüseyin ve Danışman Kostas Kaçimigas da hazır bulundu. Görüşmede sınıra yakın bölgelerde iki ülkeyi ilgilendiren konular, işbirliğinin artması için sınır bölgelerinin sahip olduğu dinamiklerden nasıl yararlanılabilir, sivrisinekle mücadele, Trakya ile Dedeağaç üniversitelerin sağlık alanında işbirliği yapmaları konularında fikir alış verişinde bulundular. Ziyaret sonunda karşılıklı hediyeler takdim edildi.

Bakan Müezzinoğlu daha sonra Gümülcine Belediyesi’ni ziyaret etti.  Başkan Giorgos Petridis’le görüşen bakan, belediye yöneticilerine Atina’daki resmi temaslar hakkında bilgi verdi. Ziyaret görüşmesinde meclis üyesi Rıdvan Molla İsa da hazır bulundu. Ziyaret görüşmesinin sonunda Başkan Giorgos Petridis, Bakan Mehmet Müezzinoğlu’na rozet ve hediye paketi takdim etti.

Başkan Petirdis’le görüşmesini tamamlayan bakan belediyeden ayrıldı ve Dr. Sadık Ahmet’in kabrine giderek ruhuna Fatiha okudu.

Azınlığın seçilmiş yöneticileri ile yapılan görüşmeler

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Dr. Sadık Ahmet’in kabrini ziyaret ettikten sonra kendisine eşlik eden Başkonsolos İlhan Şener ve muavin konsoloslarla birlikte T.C. Gümülcine Başkonsolosluğu’na geçti. Konsolosluk çalışanları ile selamlaşan bakan daha sonra Başkonsolos İlhan Şener’in odasına geçti. Önce Başkonsolos ve yardımcıları ile görüşen bakan daha sonra azınlığın seçilmiş yöneticileri ile görüştü. İlk olarak Gümülcine S. Müftüsü İbrahim Şerif ve İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ile görüştü. Müftülerin ardından hali hazırda görev yapan milletvekilleri Ahmet Hacıosman, Hüseyin Zeybek ve sabık milletvekilleri ile daha sonra da belediye başkanları ve dernek başkanları ile görüştü. Görüşmelerin ardından konsolosluktan ayrılan bakan Gümülcine Türk Gençler Birliği’ni ziyaret etti ve soydaşlarla buluştu.

Bakan Müezzinoğlu konuşmalarda önemli mesajlar verdi

T.C. Gümülcine Başkonsolosluğu’ndan ayrılan Bakan Müezzinoğlu, Danışma Kurulu üyeleri ile birlikte Gümülcine Türk Gençler Birliği’ne gitti. Sokaklarda karşılaştığı soydaşlarla selâmlaşan Müezzinoğlu, GTGB kapısında Başkan Koray Hasan ve yönetim kurulu üyeleri tarafından karşıladı. Karşılamada kendisine çiçek takdim eden kızlara teşekkür eden bakan, onlarla hatıra fotoğrafı çektirdi daha sonra içeri girdi. Ancak bakan salona gitmek yerine önce GTGB kütüphanesine girdi. Kütüphanede kitapları karıştıran Müezzinoğlu, Medrese-i Hayriye’de okuduğu yıllarda kütüphaneden aldığı Türkçe kitap yüzünde okulundan aldığı 2 gün uzaklaşma cezası anısını paylaştı ardından salona geçerek soydaşlarla buluştu.

GTGB Başkanı Koray Hasan, Dostluk Eğitlik Barış Partisi Başkanı Mustafa Aliçavuş ve Rodop Milletvekili Ahmet Hacıosman salonda birer konuşma yaptılar. T.C. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun Batı Trakya ziyareti ile ilgili düşüncelerini, duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

Açılış konuşmalarının ardından söz alarak soydaşlara bir konuşma yapan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, doğduğu, büyüdüğü Batı Trakya’da, gençlik yıllarını geçirdiği manevi mekânda soydaşlarla buluşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Atina’da gerçekleştirdiği temaslar hakkında soydaşlara bilgi veren bakan, iki ülke ilişkilerinin daha iyiye gitmesi, işbirliğinin artması, dostluğun pekişmesi konusunda önemli mesajlar vererek şunları belirtti;
 
T.C. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu: “Çok değerli hemşehrilerim, Batı Trakya’nın saygıdeğer güzel insanları, saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler, basınımızın değerli mensupları. Öncelikle böyle güzel bir günde, anlamlı bir mekanda sizlerle bir arada olmaktan mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
 
Tabii ki bu mekân benim için çok farklı, anlamlı ve farklı duygu fırtınaları yaşadığım bir mekândır. Bu bölgede yine farklı anlamı, değerleri olan bir mekândır. Bugün birey olarak gerek mesleki, gerek ekonomik anlamda hangi kazanımlarım var ise, gerekse  T.C. hükümetinde, Batı Trakya’da ya da Yunanistan hükümeti gözünde hangi değerlere sahipsem bu değerlerin en az yarısını bu bölgeye, insanına ve bu bölgenin bu mekanlarına borçlu olduğumu ifade etmek isterim. Sizlerin arasından çıkmak benim için çok büyük bir zenginlik, büyük bir mutluluk. Rabbim, inşallah ömrümün sonuna kadar sizlerden ayrı düşmemeyi, zaman zaman bazı ayrılıklar olsa bile gönül ayrılıklarının olmayacağı bir ömrü tamamlamayı bana nasip etsin.
 
Tabii ki  zaman zaman  çok önemli sıkıntılarımız, sorunlarımız oldu, var, belki  bundan sonra da olacaktır. Sıkıntısız bir hayat yok, sorunsuz  bir yaşam yok. Bu hele hele azınlık pozisyonunda olan insanlar için gerçekten sıkıntılar azaldı dediğinizin ertesi günü bakıyorsunuz ki bir başka boyutu ile yeni farklı sorunlar çıkabiliyor.
 
Bugün geldiğimiz nokta, dün akşam köyümüzdeki kahvede konuşurken üç tane teşekkürü peş peşe yaptım. Bunlardan bir tanesi Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e ki, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyerek TBMM’ni milli iradenin temsil makamı olarak kurmuş ve bugün bu makamın bir temsilcisi olarak bu ülkede, daha doğrusu anavatan Türkiye’de bakan olmuş bir kardeşinizim. İkinci teşekkürü ki, doğduğu ülke farklı, büyüdüğü ülke farklı, yetiştiği ülke farklı demeden anavatana giden, orada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir soydaşını bakanlar kuruluna getiren Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ettim. Sizlerin huzurunda yeniden gönülden teşekkür ediyorum. Tabii ki üçüncü  teşekkürü de zor koşullardan ceketini almış gitmiş, bu ülkenin  yönetimine, idaresine, Yunanistan Cumhuriyeti’nin devletine, milletine, hükümetine teşekkür ediyorum. Bu mekânlarda gelip konuşma imkânı, kendi insanlarımızla buluşma imkânını, demokrasinin geldiği güçlü dinamik ortamı bize sağladığı için bugün gerek Başbakan Sayın Samaras’ın başkanlığındaki hükümete gerekse Yunan halkına teşekkür ediyorum. İnşallah, bu süreçler her iki ülke halkları adına, gerek T.C. vatandaşları adına, gerekse Yunanistan Cumhuriyeti vatandaşları adına önemli kazanımlar sağlayacaktır. Çünkü gerek 2010’da Atina’da gerekse 4 Mart 2013’te İstanbul’da yapılan hükümetler arası yüksek düzeyli işbirliği konseyleri inanıyorum ki, iki ülkenin geleceği adına önemli sonuçlar doğuracaktır. Ama bakanlar kurulu toplantısında da söylediğim iki azınlık arasında, iki taraftaki azınlıkların arasında, veya iki ülke arasında azınlıklardan kaynaklanan sorunlar adına iki hükümette de stratejik iki tane isim vardır. Bunlardan biri ben, diğeri de Gümülcine milletvekili İçişleri Bakanı Sayın Evripidis Stilyanidis’tir. Sayın başbakanlar bize sorumluluk verirlerse bir çok sıkıntının çözümünde ikimiz de stratejik rol üstlenebiliriz dedim. Bu anlamda da her iki başbakanımızdan da açıkçası anlamlı destek ve sorumluluk bize atfedildiğini gördüm.
 
İnşallah önümüzdeki süreç, sorunları çok konuşarak değil, daha çok güzel işler yaparak, daha çok sıkıntıları çözümünde gerek ekonomik, gerek kültürel, gerekse sosyal aktiviteleri güçlendirerek birbirimizi suçlayarak değil, dünü unutmadan yarını daha iyi nasıl getirebiliriz bakış açısına inanıyorum ki çok daha iyi günleri birlikte başaracağız.
 
Bugün ben buraya kendisini AK Partisi il başkanlığı döneminde tanıdığım Sayın Laki Vingas’la birlikte geldik. Laki bey, İstanbul’da Rum Azınlığı ve bütün azınlıkların vakıf mallarıyla ilgili temsilcidir. Atina’ya bir cenazesi dolayısıyla katılamadı. Ama bugün buraya Türk Gençler Birliği’ne geldi ve bizlerle beraber. Biz, bize yapılmasını istemediğimiz hiçbir yanlışı bir başkasına yapmama medeniyetinin mensuplarıyız. Yalnız bize yapılanları konuşarak değil, birbirimize yaptıklarımızı bundan sonra nasıl olur da yapmadan sağlıklı hatta kötülük yerine daha çok iyilik, yanlışlık yerine daha çok güzellik nasıl yaparız da önümüzdeki süreçte, hem insani, hem vicdani ve hem de siyasi olarak daha iyisi olabiliriz diye bu yolculuğu şekillendirmeye çalışıyoruz. Ben il başkanı olduğumda İstanbul Başkonsolosu Aleksis Aleksandris’di.O da 1949 yılında Yunanistan’a göç etmiş. Ben İstanbul il başkanıyım o da Yunanistan Başkonsolosu. Kendisine bak Aleks dedim, İkimiz de ağaçtan düşmüş insanlarız. Ağaçtan düşenlerin derdini en iyi bizler anlarız. Dolayısıyla bizlerin yapabileceği çok güzel işler olabilir dedim. O gün için İstanbul’da Rumların da birikmiş  sorunları vardı ama özellikle biz mütekabiliyet kelimesine yüklediğimiz anlamı, yanlış bir yorum şekline dönüştürmememiz lazım. İnsan haklarının mağduriyetinin mütekabiliyeti olmaz. Sen bana yanlış yaptın ben de sana yanlış yaparım bu bir mütekabiliyet hukuku değildir. Dolayısıyla dün Evripidis’le de görüşürken mütekabiliyet kelimesi bazı matematiksel hadiselerle anlamlı veya hukuken geçerli olabilir ama hakla, değerler, inançlar anlamında mütekabiliyet kelimesini biz T.C. hükümeti olarak,  hayır bizim 75 milyon T.C. vatandaşımız benim bir bakan olarak bu ülkede ne kadar saygınsam,o ülkede ne kadar hak ve hukukum var ise ki hele hele bir başka ülkeden gidip de o ülkede bakan olabilecek kadar bir hakkım  varsa, böyle bir demokrasi, böyle bir hukuk, böyle bir milli irade o noktalara taşıyabiliyorsa, oradaki her vatandaşlımızın da hak ve hukukunu bu bakışla korunması ve değerlenmesi gerekir. Bu süreci bu anlamda anavatan Türkiye olarak gene zaman zaman sorunlarımız olmasına rağmen, açıkçası her geçen gün daha samimi daha reel ve daha iyi niyetle güçlü bir irade taşıyoruz. Bu anlamda Yunanistan’dan da iyi niyet adımlarını ve iyi niyet iradesini görüyoruz. Sonuçları daha güçlü olarak bekliyoruz. Bunu da inşallah süreci provake eden değil, tam aksine süreci sabırla, iyi niyetle, insan hak ve hukukunu merkeze alarak, vatandaşlık hak ve hukukunu merkeze alarak bu süreci daha iyi noktalara götüreceğimize inanıyorum. Bu anlamda yaşadığımız bütün fırtınaları, sizlerin yaşadığı bütün sorunları, sıkıntıları, birbirinden intikam alma, birbirine bedel ödetme değil tam aksine bütün bu tecrübelerden, sıkıntılardan ders alarak yarınlara daha medeni, daha insani ve çağdaş bir anlayışla yolculuk yapmamız gerektiğine inanıyorum.
 
İşte 1928’de kurulan bu Türk Gençler Birliği esasında bu anlamda, buradaki 120 bin Batı Trakyalı Müslüman Türk için önemli bir mekândır. Önemli bir anlam ifade eden yalnız fiziki mekân değil ki, fiziki mekânın mutlaka bir ruhu vardır. Önemli olan bu ruhu zenginleştirerek, geliştirerek yaşatabilmektir. Önemli olan bu ruhu nasıl olur da öldürürüm değil, tam aksine bu ruhu ben kendi zenginliğim olarak yarınlara daha güzel nasıl taşıyabilirim anlayışını inşallah başarabiliriz. İnşallah bu anlamda sağlık bakanımızla gerek Yunanistan sağlık bakanıyla ki çok rahat olarak sağlık bakanımız diyorum, bu ülkenin 21 yaşına kadar vatandaşı olarak yaşamış bir bireyi olarak, hem de bu hukukun her geçen gün güçlenmesi adına, değerli dostum Evripidis’le yaptığım görüşmelerde, açıkçası önümüzdeki sürecin çok daha güzel çok daha huzurlu olacağına inanıyorum.
 
Ben geçtiğimiz Pazartesi sabahı İstanbul’dan Ankara’ya giderken Laki beyle  birlikte uçakta olduk. Ama uçakta koltuklarımız ayrıydı. Ama Ankara’ya uçaktan indikten sonra gel beraber arabayla beraber gidelim. O arada  var mı bir sıkıntınız, dedim. Dedi ki, Gökçeada’da Rum ilkokulunu açmakla ilgili bir buçuk yıldır önemli çalışmalar yaptık. Çok ciddi yardımlar gördük ve çok iyi bir süreç işledi, ama son bir iki aydır tıkanıklık yaşıyoruz dedi. Dedim ki, bugün bakanlar kurulu var, ben iki  saat sonra bakanlar kuruluna gideceğim. Milli Eğitim Bakanımızla görüşeceğim. Milli Eğitim Bakanımızla görüştüm. O da dün Atina’da iken aradı ve dedi ki sayın bakanım siz bunu Atina’da mı açıklamak istersiniz yoksa biz Ankara’da mı açıklayalım. Bu okulu önümüzdeki öğretim eğitim yılında açılacağını rahatlıkla söyleyebilirsiniz, dedim ki bakanlığın yetkisidir, siz bunu Ankara’da açıklayın. Ben de gittiğim  yerlerde bunu  söylerim. Eğitim konusu ve orada çocuklarımız var. O Çocuklar T.C.’nin çocukları ve vatandaşları. Bir bunların eğitiminde engel çıkararak medeni olamayız. Biz bunların eğitiminde yarınlarda önünü keserek, çağdaş ve modern bir ülke olamayız. O vatandaşlarımız da bizi anavatanım Türkiye, ay yıldızlı bayrağımın altında yaşamaktan onur duyuyorum demelerini de bekleyemeyiz. Dolayısıyla bu çocuklar, yarınlarda bu ülkenin ben vatandaşım diyebilmeleri için eğitimlerini iyi almalı, eğitimlerinde geleceklerini ve hayallerini iyi geliştirebilmeli, hak ve hukuktan emin olmalı ki biz, güçlü bir ülke ve millet olalım. Dolayısıyla dün itibariyle resmi açıklama yapıldı. Laki bey de çok emek verdi ve hayırlı olsun diyoruz.
 
Ben, duygusal  bakışlardan ziyade, reel olan, insani olan, hukuki olan, hak merkezli bir yolculuğu inşallah her iki tarafın özellikle Türk Gençler Birliği Başkanımız Koray da burada, inşallah oradaki İstanbul’daki azınlık liderleriyle temsilcileriyle daha iyi iletişim kurarak bizim Atina’daki sorunlarımızı gerekirse Laki bey konuşmalı, ama İstanbul’daki vatandaşlarımızın azınlığımızın sorunlarını da gerekirse Koray kardeşimle Ankara’da konuşabilmeli, bize getirebilmelidir. Biz, empatiyi ne kadar güçlü yaparsak, ne kadar birbirimizi anlarsak, birileri bu insanlara bedel ödeterek, kendi koltuklarını güçlü yapmaya çalışmamalılar. Birileri güçlü olabilmek için, birilerine bedel ödetme sürecini artık çıkartmalıyız. Biz olabileceksek, daha iyiye, daha güzele köprü olmalıyız. Yoksa birileri gerek siyaseten gerekse idareten güçlü olacağız diye “vurun Batı Trakyalıya veya vurun İstanbul’daki veya Türkiye’deki azınlıklara” diyerek onların güç kazanmalarının da önünü kesmememiz lazım. Daha akıllı, daha reel, daha mücadeleci ve birbirimizle iletişimimizi ilişkimizi çok daha iyi noktaya getirerek başarmalıyız diyorum.
 
Olabildiğince, duygulu bir mekânda akılcı bir konuşma yapmaya çalıştım. Baştan biraz zorlandım. Ama sizleri seviyorum. Sizlerle bir arada olmaktan, sizlerin içinden çıkmış bir kardeşiniz olmaktan, şuradaki okulda üç yıl okurken, buradaki  kütüphaneden aldığım bir kitap dolayısıyla okuldan iki gün uzaklaştırma cezası almış olmaktan, bunların hepsini benim hayatımın zenginlikleri olarak görüyorum. Dolayısıyla yanlışlıklara kızıyorum, ama yanlış yapmamayı birileri bana yanlış yaptı ben yanlış yapmamayı da oralardan öğrendiğim için, o yanlış yapanlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Ama bizler bir başkalarına yanlış yapmamalıyız. Sizlerin huzurlarından ayrılmadan önce Laki beyi mikrofona davet ediyorum.
 
Türkiye Azınlık Vakıfları Başkanı Lakis Vingas: Sayın bakanımız kendi mekânında, kendi şehrinde, kendi insanlarıyla. Ben de bir azınlık mensubu olarak duygularını çok iyi hissedebiliyorum. Sayın bakanımız lütfettiler, davet ettiler. Ben kendi köylerine Kozlukebir’e de gitmek istedim ve gittik. Orada mütevazi şartları ve güzel köyü gördük. Ben de İstanbul’da, bizim anlayışımıza göre bir köydenim. Tabii ki İstanbul köyleri ile Batı Trakya köyleri farklıdır ama biz de hala köyde yaşıyoruz diyoruz Yeniköylü olarak. Dolayısıyla o küçük toplumlarının belki de azınlık toplumlarının hissiyatını çok iyi anlayabiliyorum. Kolay bir olay değil. Ben de o süreçlerden geçtim. Ben de ailem de çocuklarım da dedelerim de bu süreçlerden geçti. Sayın bakanımızın da dediği gibi ileriyi görmek lazım. Geçmişle geleceği yapamayız. Tabii ki geçmişi kimse tarihten silemez. Geçmişler her zaman mevcuttur. Tarihçiler onları her zaman çalışacaktır. Onlar için belki önemli bir sermayedir. Biz geleceğe bakmak zorundayız. Ben de sayın bakanımızın söylediği istikamette bakmak zorundayız ve üretmeliyiz.  Günün şartları farklı. Hep birbirimize kavga veya mukayeseyle antagonizma içinde bakamayız. Bulunduğumuz ülkenin şartlarında, o ülkenin vatandaşlık şartlarında hakkaniyetinde ve o ülkeyi severek, o ülkeye bağlı olarak geleceğimizi tayin etmeliyiz. Hepimizin geleceği teminat altında olmalıdır. Bugün dünya konjonktürü çok farklı bir sitemde. Dünyanın şartları çok farklı olup,  uluslararası anlaşmalar var, Türkiye-Yunanistan ilişkileri son derece gelişiyor, bundan on yıl evvel 500 milyon dolar olan iş hacmi, bugün 5 milyar dolar. Bir hükümetin verdiği kararlılıkla on milyar dolara gidiyor. Yani artık dünyanın ki Türkiye ve Yunanistan da dahil bu istikametlerde ilerlerken biz azınlıklar “yok, biz kendi kabuğumuzun içinde yaşayacağız, açılmayacağız. Entegrasyona pek yakın olmayacağız. O konuda başkalarını içeriye almayacağız. Biz küçük kalacağız” demek şansına artık sahip değiliz. Biz  kendimizi açacağız. Bütün insanlarla temas edeceğiz. Bütün çevremizdeki toplumsal dinamiklerle temas edeceğiz ve belki de yeni bir yapılanma içine girmemiz gerekiyor. Bu yapılanmaya önce kendimizden başlamamız lazım. Hep başkalarını suçlayarak değil, önce kendimizin oto kritiğini yapmamız gerekiyor. Kendi ihtiyaçlarımızın o yönde geliştirilmesi gerekiyor. Ben sizi fazla yormayacağım, çünkü  ben de bir azınlık mensubu olarak saatlerce bu konuları sizlerle paylaşabilirim, tartışabilirim, konuşabilirim. Ben sayın bakanımı kendi ailesinin evinde bulamadığım için İstanbul’da yaptığım bir çalışma vardı, onun kitabını getirdim. O çalışma, o anlayışla alakalı bir şey. İstanbul 2010 kültür başkenti olduğunda Zoğrafyon Mezunlar Derneği başkanıydım ve orada Rum mimarlarla ilgili bir kitap yapmak istiyordum. Bunun sebebi  buydu. Ben bu şehrin vatandaşıyım. Dolayısıyla benim de 2010’da bir rol alamam lazım. Şimdi Anayasa’da da aynı şeyi yaptık. Dedik ki, ülkemiz yeni bir anayasa yapıyor, dolayısıyla bizim katkımız ne olacak, bizim katkımız olmazsa bu işin vatandaşlık hakkı nerde kalıyor. Önce vatandaşlık görevini yapmam gerekiyor. Anayasa konusunda da hazırlık olarak çalıştık. İstanbul kültür başkenti olduğunda dedik ki, biz rol almazsak, kendi rolümüzü oynamazsak, o zaman nasıl İstanbullu dedirtiriz insanlara kendimizi. Rahmetli babamın da mimar olması  dolayısıyla biz İstanbullu Rum mimarlarla ilgili çalışmayı yapalım dedik. Kapı kapı  dolaştım. Hasan Kuryazıcı adlı bir büyüğümüzü buldum ki onun böyle çok değerli bir arşivi vardı. O arşivini değerlendirdik. Bugün İstanbul ve daha doğrusu Türkiye mimarlık tarihine ve akademik hayatına bir kitap yaptık. Bu kitabı akademik olarak değerlendirecek yapılacak çok daha şeyler var. Ama sayın bakanımız söylediği için konuyu biraz açtım. Geleceğe yönelik çok güzel projeler geliştirmeliyiz. Kendimizi tanıtmalıyız. Önce kendi kendimizi bilmeliyiz. Geleceğe, o seyahate hep birlikte gideceğiz. Ben de İstanbullu olarak, sayın bakanımızı yeni bir İstanbullu olarak, benden sonra gelmiş bir İstanbullu olarak, Rum mimarlarla ilgili bu kitabı kendilerine takdim ediyorum. Kabul ederlerse çok mutlu olurum” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından GTGB Başkanı Koray Hasan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na ve Türkiye Azınlık Vakıfları Başkanı Lakis Vingas’a ziyaret anısına hediye takdim etti.

Gümülcine’de soydaşlarla Cuma namazı

Gümülcine Türk Gençler Birliği’nden ayrılan Bakan Müezzinoğlu, Cuma namazını kılmak için Gümülcine Eski Camii’ne hareket etti. İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete’nin kıldırdığı Cuma namazı öncesi camide cemaate konuşma yapan bakan, Batı Trakya’da soydaşlarla bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. Namazın ardından soydaşlara tek tek selâmlaşan bakan, daha sonra geçtiğimiz aylarda trafik kazası geçiren Tuzçuköylü genç bir soydaşı ziyaret etti. Bakan geçmiş olsun dileklerini iletti ve hastalığı hakkında kendisinden bilgi aldı. Tuzçuköy’den ayrılan bakan kendisi onuruna verilen öğle yemeğine katılmak için Eşekçili köyüne hareket etti. Yemeğin ardından bakan ziyaretlerine bu kez İskeçe’de devam etti.

İskeçe Ovası’nın merkezi İnhanlı’da coşkulu karşılama

Bakan Müezzinoğlu İskeçe ziyaretine ova bölgesi ile başladı. İskeçe Ovası’nın merkezi İnhanlı köyünde soydaşlar tarafından coşkuyla karşılandı. İnhanlı Camii önünde kalabalık bir soydaş topluluğu tarafından karşılanan bakan Müezzinoğlu burada soydaşlara bir konuşma yaparak iki ülke ilişkilerinin iti yolda olduğu yönünde mesajlar verdi. İnhanlı (Topiros) Belediye Başkanı Hacıevangelu da yaptığı karşılama konuşmasında Bakanın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Yapılan konuşmaların ardından ikindi namazını İnhanlı camiinde kılan bakan Müezzinoğlu cami çıkışından hem soydaşlarla toplu olarak, hem de Ova gençleri ve Ovalı bayanlarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Bakan Müezzinoğlu İskeçe Ova halkına sıcak ve samimi karşılamadan dolayı teşekkürlerini iletti. Ova halkı Bakan Müezzinoğlu’nu davul zurna eşliğinde uğurladı.

Bakan Müezzinoğlu İskeçe merkeze geçmeden önce Gencerli köyünde bulunan Lösemi hastası bir çocuğu evinde ziyaret ederek durumu hakkında bilgi aldı.

İskeçe Türk Birliği

İnhanlı ziyaretini tamamlayan T.C. Sağlık Bakanı hemşehrimiz Mehmet Müezzinoğlu daha sonra İskeçe’ye gelerek tarihi mekan İskeçe Türk Birliği’ni ziyaret etti. İskeçe Türk Birliğinde soydaşlar tarafından coşkuyla karşılandı.

İTB’de önce Başkan Ahmet Kara bir karşılama konuşması yaparak İskeçe Türk Birliği’nde kendisini ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Ardından sabık milletvekili Ahmet Faikoğlu, BTTDD Genel Başkanı Burhanettin Hakgüder, İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek, İskeçe Müftüsü Ahmet Mete ve T.C. Gümülcine Başkonsolosu Osman İlhan Şener birer selamlama konuşması yaptılar.

Selamlama konuşmalarının ardından soydaşlara seslenen Bakan Müezzinoğlu GTGB’nde yaptığı konuşmada verdiği anlamlı mesajların yanısıra, İskeçe Türk Birliği gibi anlamlı bir mekanda olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bakan Müezzinoğlu artık iki ülke olarak bir çok konuyu konuştuklarını ve azınlıkların ezilmesini istemediklerini ve azınlıkların bedel ödememesi gerektiğini belirtti.

İTB ziyareti anısına yapılan karşılıklı hediye takdimlerinden sonra Bakan Müezzinoğlu İskeçe’den ayrıldı ve Gümülcine’ye geçti.

Batı Trakya ziyaretini soydaşlarla noktaladı

İskeçe’deki ziyaretlerini tamamlayan Müezzinoğlu, Gümülcine’ye geri döndü. Bakan, akşam saatlerinde T.C. Gümülcine Başkonsolosluğu bahçesinde soydaşlarla buluştu. Yoğun geçen günün son saatlerini soydaşlarla sohbet ederek geçiren bakan daha sonra Gümülcine’den ayrıldı ve Türkiye’ye geri döndü.Bursa Şubemizi temsilen Hasip Semerci’de ziyarette hazır bulundu.

Kaynak : http://www.milletgazetesi.gr/view.php?nid=1580

Daha Fazla İlgili Makale Yükleyin
Daha Çok Yükle admin
Daha Fazla Yük Haberler

İlginizi Çekebilir

İSKEÇE MUZAFFER SALİHOĞLU AZINLIK ORTAOKULU VE LİSESİ MÜTEVELLİ HEYETİ VE OKUL AİLE BİRLİĞİ’ Nİ MİSAFİR ETTİK

Batı Trakya’ da zorlu ve baskılar altında geçen 2018-2019 öğretim dönemini başarılı …