Irkçı gruplar T.C. Gümülcine Başkonsolosluğunu hedef alan karalama kampanyası başlattılar.

Irkçı gruplar Yunanistan’da da başgöstermeye başladı. Son aylarda yoğun olarak Batı Trakya’da başgösteren Türklük karşıtı gruplar, Gümülcine şehir meydanında T.C. Gümülcine Başkonsolosluğunu ve personelini hedef alan bir karalama kampanyası başlattılar. Açtıkları panolarda Türkiye ve Başkonsolosluk aleyhinde yazılarla halka çağrıda bulunarak Başkonsolosluğun kapatılması için bir imza kampanyası başlattılar.

23 Ekim Cuma günü akşam saatlerinde Gümülcine şehir meydanının ortasında polislerin gözü önünde, Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosluğu’nu hedef alan “KONSOLOSLUK DIŞARI! HEMDE ŞİMDİ!” yazılı pankart Gümülcine şehir meydanında açıldı. Milliyetçi gruplar tarafından son aylarda giderek artan bu tür olaylar Batı Trakya Türklerini de tedirgin etmeye başladı.
Seçimlerden önce Gümülcine’ye batı kısmından girişte bulunan tren yolu köprüsü üzerine asılan pankartla başlayan eylemler artarak devam ediyor. Bu akşam düzenlenen ırkçı etkinlikte bir ilk yaşandı ve ortaokul, lise öğrencileri ellerinde broşürlerle Gümülcine şehir meydanında broşürler dağıttılar.

Sivil polislerin geniş güvenlik aldığı gösteride, eylemleri düzenleyen başmimarların kısa bir aradan sonra ortadan kayboldukları ve yerlerini gencecik beyinleri olan okul çocuklarına bırakmaları dikkat çekti.

Dolayısıyla da Batı Trakya’da gelecekte Türklerle Yunanlıların birlikte yaşamasına zarar vermek isteyen çevrelerin sürekli görev başında oldukları bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmış oldu.

Devletin polislerinin gözü önünde cereyan eden ve sözde gayet demokratik bir eylem olarak adlandırılan bu tür aşırı ırkçı hareketlerin bu bölgede barışı huzuru olumsuz yönde tetikleyeceği aşikardır. Bu tür ırkçı ve birilerini hedef alan eylemlerin yapılmasına Yunan devleti polisiyle birlikte nasıl müsade eder bu da ayrıca bir soru işareti. Oysa henüz Ramazan ayında İskeçe Koyun köyünde Ramazan davulcusuna bir hiç uğruna kollarına kelepçe takan polisler nedense bu tür provokatif eylemlere müdahale dahi etmiyorlar. Bu nasıl kanun? Nasıl demokrasi?
Son dönemlere bazı aşırı ırkçı grupların Batı Trakya’da huzurlu ortamı bozmak için, barışın yerine kargaşayı getirmek için elinden geleni yapanlar var. İki toplumun huzur içerisinde yaşamasını istemeyenler var. Batı Trakya’yı Kıbrıs’ta yaşananlara çevirmek isteyen güçler iş başı yaptı, tehlike çanları çalıyor, devlet neden önlem almıyor? Atina ne yapıyor? Çağdaş Avrupai Azınlık politikası bumudur?

Ama her ne olursa olsun, bu kendini bilmez provokatörler emellerine ulaşamayacaklar, yıllarca burada birlikte yaşayan Türklerle Yunanlılar sağduyu içerisinde bu “terbiyesiz ırkçı” kesimlere meydan vermeyeceklerdir. Çünkü Avrupa’nın Güney Doğusu’nda ikinci bir Filistin yaratmak isteyenlerin hevesi gursaklarında kalacaktır. Çünkü bu azınlık kendisini 1923 yılında önce Vatanı Yunanistan’a emanet etti ve aynı zamanda da Anavatan Türkiye ve diğer devletlerden de garantörlük sıffatında olmalarını istedi.

Bilindiği üzere, yakın zaman önce bazı ırkçı çevrelerce internet ortamında açılan “www.proxeneio-stop.gr” internet sayfasının başmimarı olduğu ırkçı hareketi, Batı Trakya’da 15 günde bir yayımlanan ve “Azınlık düşmanlığı, Türk düşmanlığı” içeren yazılarıyla bilinen “Antifonitis” gazetesi tarafından da desteklendiği apaçık biliniyor.

Bu akşam Gümülcine şehir merkezinde açılan 3 panoda T.C. Gümülcine Başkonsolosluğu karşıtı ve kendilerine göre Başkonsolosluğun kapatılmasının niçin gerekli olduğuna belirten yazılar yer alıyor. Ayrıca erken saatlerde bu etkinliği düzenleyenler tarafından ve daha sonra okul çocukları tarafından Başkonsolosluğu hedef alan ve 10 soru ve cevapları bulunan broşürler de dağıtıldı. Ayrıca Konsolosluğun kapatılması için bu ırkçı gruplar tarafından başlatılan internet üzerinden devam eden ve Yunanistan dışından açılan sayfalarda imza kampanyası da devam ediyor.

BROŞÜRLERDE VE PANKARTLARDA YER ALAN BAZI YAZILAR:
-Şehrimizde Türkiye Konsolosluğu kime lazım?
-Trakya’da Türk vatandaşları var mı?
-Bu kadar bürokratik işlem var mı? Özellikle Türkiye’ye vizenin kaldırılmasından sonra.
-Trakya’da bulunmasının sebebi nedir?
-Acaba devlet dışı bir mekanizmanın müslüman hemşehrilerimizi gettolaştırmaya doru mu götürüyor?
-Azınlığın siyasi ifade özğürlüğünü kontrol altında kim tutuyor?
-Acaba bazı yöntemler ve hareketlerle pomakları ve romanları Türkleştirerek etnik temizlikten sonra bir Türk Azınlık mı ortaya çıkartmak istiyorlar?
-Kim Kıbrıs modeli koşulları arayışında?
-Biz Trkaya hristiyanlarının ve müslümanlarının birlikte, eşit şartlarda yaşamak için ne arabuluculara, ne de Konsolosluklara ihtiyacımız var.
-Dışarı! hemde şimdi!, defol!

İşte gerçek belgelerle Türk düşmanlığı.

ΕΞΩ ΤΟ ΤΟΥΡΚΙΚΟ ΠΡΟΞΕΝΕΙΟ ΑΠΟ ΤΗ ΘΡΑΚΗ! 1360 Signatures
Published by Wolfgang Amadeus on Sep 14, 2009
Category: Justice
Region: Greece
Target: ΓΙΑ ΟΣΟΥΣ ΣΕΒΟΝΤΑΙ ΤΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΚΑΙ ΤΟΥΣ ΝΟΜΟΥΣ

Web site: http://www.proxeneio-stop.org

http://www.gopetition.co.uk/online/30752.html

Sep 13 2009
ΕΞΩ ΑΠΟ ΤΗ ΘΡΑΚΗ – DEFOL!
pstop @ 10:45
ΜΙΑ ΠΡΩΤΟΒΟΥΛΙΑ ΤΟΥ ΣΩΜΑΤΕΙΟΥ ΑΝΤΙΦΩΝΗΤΗΣ
www.antifonitis.gr
ΣΥΛΛΟΓΗ ΥΠΟΓΡΑΦΩΝ ΓΙΑ ΝΑ ΦΥΓΕΙ ΤΟ ΠΡΟΞΕΝΕΙΟ
(πατήστε εδώ)

Τhe Elephant in the Room by Terry Kettering
Ο Ελέφαντας στο δωμάτιο
There’s an elephant in the room.
Υπάρχει ένας ελέφαντας στο δωμάτιο.
It is large and squatting, so it is hard to get around it.
Είναι μεγάλος και κάθεται γονατιστά, γι’ αυτό είναι δύσκολο να τον αποφύγεις.
Yet we squeeze by with, “How are you?” and “I’m fine,” and a thousand other forms of trivial chatter.
Παρόλα αυτά στριμωχνόμαστε από δίπλα του με φράσεις όπως “Τι κάνεις;” και “Είμαι μιά χαρά!” και χίλιες άλλες κοινότυπες φλυαρίες.
We talk about the weather.
Μιλάμε για τον καιρό.
We talk about work.
Μιλάμε για τη δουλειά.
We talk about everything else, except the elephant in the room.
Μιλάμε για όλα τ’ άλλα, εκτός από τον ελέφαντα στο δωμάτιο.
There’s an elephant in the room.
Υπάρχει ένας ελέφαντας στο δωμάτιο.
We all know it’s there. We are thinking about the elephant as we talk together.
Όλοι το ξέρουμε πως είναι εκεί. Σκεφτόμαστε τον ελέφαντα καθώς μιλάμε μεταξύ μας.
It is constantly on our minds. For, you see, it is a very large elephant. It has hurt us all.
Είναι συνέχεια στο μυαλό μας. Γιατί, βλέπεις, είναι ένας πολύ μεγάλος ελέφαντας. Μας έχει πληγώσει όλους.
But we don’t talk about the elephant in the room.
Αλλά δε μιλάμε για τον ελέφαντα στο δωμάτιο.
Oh, please say his (her) name.
Oh, please say his (her) name again.
Oh, please, let’s talk about the elephant in the room.
Παρακαλώ, πες το όνομά του[της].
Παρακαλώ, πες το όνομά του[της] ξανά.
Παρακαλώ, ας μιλήσουμε για τον ελέφαντα στο δωμάτιο.
For if we talk about his (her) death, perhaps we can talk about his (her) life.
Can I say his (her) name to you and not have you look away?
For if I cannot, then you are leaving me…. alone…. in a room…. with an elephant.
Γιατί αν μιλήσουμε για το θάνατό του[της], ίσως μπορούμε να μιλήσουμε και για τη ζωή του[της].
Μπορώ να σου πω το όνομά του[της] και να μην κοιτάξεις αλλού;
Γιατί αν δεν μπορώ, μ’ αφήνεις… μόνη… σ’ ένα δωμάτιο… μ’ έναν ελέφαντα.

Ποιο θα ήταν το μειονοτικό θέμα της Θράκης αν έλειπε η διαβρωτική δράση του Τουρκικού Προξενείου Κομοτηνής; Όλοι γνωρίζουν την πραγματική αιτία πλήθους προβλημάτων στην περιοχή, όμως κανείς δεν τολμάει να την ονομάσει ρητά και ταυτόχρονα να αναδείξει το ζήτημα ασφάλειας για την ελληνική πολιτεία και πλειονοτική κοινωνία, το ζήτημα εκδημοκρατισμού και ένταξης της μειονοτικής κοινωνίας, το ζήτημα εξορθολογισμού και εξομάλυνσης της πολιτικής και οικονομικής ζωής της Θράκης.

Ποιος χρειάζεται το Προξενείο της Τουρκίας στην πόλη μας;
Υπάρχουν Τούρκοι υπήκοοι στη Θράκη;
Υπάρχουν τόσες γραφειοκρατικές διαδικασίες – ιδίως μετά την κατάργηση της βίζας για την Τουρκία – που δικαιολογούν μια τέτοια πολυπρόσωπη και πολυέξοδη υπηρεσία στην Κομοτηνή;
Υπάρχουν μειονοτικά δικαιώματα που, μέσα στη σύγχρονη Ελλάδα της ΕΕ, έχουν ανάγκη έναν τέτοιο «εγγυητή», όπως π.χ. τον βλέπουμε να τα προσφέρει στο τουρκοκρατούμενο Κουρδιστάν;
Ή μήπως η Συνθήκη της Λωζάνης, που η Τουρκία την έχει κάνει κουρελόχαρτο από την ημέρα της υπογραφής της, χρειάζεται την κηδεμονία του βιαστή της;
Η απάντηση είναι προφανώς αρνητική σε όλα τα παραπάνω, λέει η κοινή λογική.

Ποιος ο λόγος τότε της ύπαρξής του στη Θράκη;
Μήπως η συντήρηση ενός παρακρατικού μηχανισμού που οδηγεί τους μουσουλμάνους συμπολίτες μας σε γκετοποίηση;
Μήπως η δημιουργία / χειραγώγηση κάποιων μειονοτικών ηγεσιών για τον έλεγχο της μειονοτικής κοινωνίας;
Μήπως η μεθόδευση ενεργειών που εκτουρκίζουν Πομάκους και Ρομά για να δημιουργήσουν μέσα από αυτήν την εθνοκάθαρση «τουρκική μειονότητα»;
Όλα τούτα τα γνωρίζει πολύ καλά η τοπική κοινωνία, μα δεν μιλάει. Άλλοι λόγω οικονομικών συμφερόντων, άλλοι λόγω πολιτικών βλέψεων, άλλοι λόγω εφησυχασμού με το άλλοθι των «αρμοδίων» που δήθεν «ξέρουν τι κάνουν», δεχόμαστε όλοι την παρουσία του λύκου μέσα στο μαντρί.
Είναι όμως άμεση ανάγκη να γίνει ένας δημόσιος, δημοκρατικός διάλογος για το ζήτημα και η θρακική κοινωνία να εκφράσει τη βούλησή της. Χρειαζόμαστε ένα κοινωνικό κίνημα που θα προτάσσει τα αληθινά προβλήματα του τόπου, τα οποία έχουν φτάσει σε τέτοιον παροξυσμό, που η επίλυσή τους είναι όρος όχι μόνο συλλογικής αλλά και ατομικής προόδου κι επιβίωσης.
Η απομάκρυνση του Τουρκικού Προξενείου Κομοτηνής είναι ένα τέτοιο μείζον θέμα που δεν μπορεί να σκεπάζεται διαρκώς από σιωπή. Αν είμαστε πράγματι κοινωνία πολιτών, έχουμε λόγο και πρέπει ν’ ακουστεί!
ΕΠΙΤΡΟΠΗ ΠΡΩΤΟΒΟΥΛΙΑΣ
www.proxeneio-stop.org

 

Kaynak: Birlik Gazetesi

Daha Fazla İlgili Makale Yükleyin
Daha Çok Yükle admin
Daha Fazla Yük Haberler

İlginizi Çekebilir

İSKEÇE MUZAFFER SALİHOĞLU AZINLIK ORTAOKULU VE LİSESİ MÜTEVELLİ HEYETİ VE OKUL AİLE BİRLİĞİ’ Nİ MİSAFİR ETTİK

Batı Trakya’ da zorlu ve baskılar altında geçen 2018-2019 öğretim dönemini başarılı …