EĞİTİM SORUNU ÇIĞ GİBİ

Göreve geldiğimiz 2017 yılında Batı Trakya genelinde sorunların tespitine yönelik üç ilde yaşayan Türklerin ağırlıklı ortalamalarını dikkate alarak yaptığımız anket çalışmasında azınlığımızın en can alıcı sorunun eğitim olduğu ortaya çıkmıştı. İnsanlarımızın yıllardır devam eden ayrımcılık başta olmak üzere kronik sorunları hepimizin malumu. Ekonomik krizle birlikte bunlara yenileri eklendi. Böyle bir ortamda işsizlik, geçim sıkıntısı, yüksek vergiler gibi ağır ekonomik sorunların Batı Trakya Türkleri nezdinde eğitim sorunu kadar hayati olmadığını öğrendik. Aradan geçen üç buçuk senede azınlığın eğitim meselesinde çözüme yönelik adım atmak bir yana sorunun çığ gibi büyüdüğünü görüyoruz.

Çift dilli eğitimin getirdiği zorlukları bir tarafa bırakalım, Yunanistan Devletinin üvey evlat muamelesiyle azınlık çocuklarını eğitmeme üzerine kurguladığı eğitim politikasını kendi penceresinden başarıyla uyguladığı kuklalarını da kullanarak uygulattığı ortada. Veliler çaresiz. En Türkçü geçinen ailelerin dahi çocuklarını birer ikişer Yunan okullarına gönderdiğini üzülerek sadece izliyoruz.  Kapanan okullara her gün yenileri ekleniyor. Aileler taşımalı eğitime mecbur bırakılıyor. Bir nesil yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. İstanköy, Rodos Türklerinin düştükleri uçuruma Batı Trakya Türkleri göz göre itilirken biz diasporadakiler ne yapıyoruz? Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde sığ tartışmalar içerisindeyiz.  Genel Başkan Ahmet mi olsun Mehmet mi olsun derdindeyiz. İskeçe Muzaffer Salihoğlu Lisesinde derslikler yetersizmiş, vardiyalı eğitime geçilmiş. Matematik dersleri boş geçiyormuş atama olmamış. Matematikten yetersiz üniversite kapısına dayanan çocukların yüksek öğrenimde başarı şansı ne olur? Umurumuzda mı? Medrese – i Hayriye’nin çığlığını duyduk mu? Yıllarca ötekileştirilen bu çocuklar nasıl da düzene “OXI” (HAYIR) diyebildiler. Arkalarında durduk mu? Direnişi destekleyebildik mi? Hariçten gazel okumakla sorunlar çözülmüyor.  Genel merkez olan biteni izlemekle yetiniyor. Şahsi egoları uğruna Bursa’yı bölmeye çalışmakla meşguller. Hatta son gelişmeler bardağı taşırmış vaziyette. Eminim ki derneklerimizi izleyen kem gözler çok mutlu.

 Kendinize gelin beyler! Kendimize gelelim. Dernekler, dernek yönetimi kimsenin tekelinde olamaz. Bu davaya gönül vermiş herkese kapıları sonuna kadar açıktır. Kişisel tatmin peşinde olanlar başka kapıya. Oradakilerin görevi Batı Trakya’ya, Batı Trakyalılara sahip çıkmak.  Her platformda lobi oluşturmak.

Pandemi gölgesinde başlayan yeni eğitim öğretim yılında tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum. Biz Bursa Şubesi olarak başta Uludağ Üniversitesi öğrencileri olmak üzere, bize ihtiyaç duyduklarında öğrencilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Burs duyurumuz yakında gelecektir. Yunanca eğitimimiz bu dönem online olarak sürdürülecek. İmkanlarımız doğrultusunda insanlarımızın bütün sorunlarına olduğu gibi eğitim meselesine de sahip çıkmaya devam ediyoruz. Eğitimin en ciddi en hassas mesele olduğunun bilincindeyiz.

Dr. Ahmet Serdar

Daha Fazla İlgili Makale Yükleyin
Daha Çok Yükle Ahmet Serdar
Daha Fazla Yük Haberler