Dr. Sadık Ahmet Ölümünün 17. Yıldönümünde Dualarla Anıldı

Dostluk – Eşitlik ve Barış Partisi’nin kurucusu, Rodop eski bağımsız milletvekili ve Batı Trakya Türkleri’nin lideri Dr. Sadık Ahmet ölümünün 17. yıl dönümünde düzenlenen etkinliklerle anıldı. Anma törenine bu yıl da Batı Trakya’nın yanısıra Türkiye’den de davetliler katıldı. Bu yılki anma etkinlikleri Sadık Ahmet Ailesi ve Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi tarafından 24 Temmuz 2012 tarihinde Gümülcine Kahveci Mezarlığı’ndaki kabri başında gerçekleştirilen anma töreni ile başladı. Yapılan konuşmalarda Dr. Sadık Ahmet’in verdiği mücadele ve Batı Trakya Türkleri’nin haklı davası vurgulandı.

DEB Partisi tarafından düzenlenen anma törenine Türkiye’den Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, DEB Partisi Başkanı Mustafa Ali Çavuş, TBMM eski başkanı AK Parti Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, CHP Edirne milletvekili Kemal Değirmendereli, Batı Trakya kökenli AK Parti Bursa milletvekili Hakan Çavuşoğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Yassıköy Belediye Başkanı İsmet Kadı, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkan Yardımcısı ve Mustafçova Belediye Başkanı Mustafa Cukal, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkan Yardımcısı ve Kozlukebir Belediye Başkanı İbrahim Şerif, BTTDD Genel Başkanı Burhanettin Hakgüder, BTTDD Teşkilat Başkanı Ahmet Koç, BTTDD İzmir Şube Başkanı Aydın Özcan, BTTDD Keşan Şube Başkanı İsmail Beyli, BTTDD İpsala Belediye Başkanı Mehmet Karagöz, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Koray Hasan, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ahmet Kara, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Sami Toraman, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, T.C. Ziraat Bankası Gümülcine Şube Müdürü Çağrı İzmirlioğlu ile İskeçe Şube Müdürü Ömer Çay, YunTürk Başkanı Ferruh Özkan, BAKEŞ Başkanı Cemil Kabza, Trakya Tütüncüler Kooperatifi Başkanı Hüseyin Esat ve Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Osman İlhan Şener ile Muavin Konsoloslar Adnan Öztürk, Berrin Okur, Gürler Gürsoy ve Ufuk Gözaydın katıldılar.

Dr. Sadık Ahmet için düzenlenen anma etkinlikleri çerçevesinde Sadık Ahmet’in ölüm yıldönümü olan 24 Temmuz Salı günü Gümülcine Kahveci Mezarlığı’ndaki kabri başında tören düzenlendi. Daha sonra aynı gün Eski Camii’de mevlid okutulurken akşam ise DEB Partisi tarafından Chris & Eve otelinde 850 kişilik iftar yemeği verildi. 

Sadık Ahmet’in kabri başındaki törende yapılan konuşmalar ve gönderilen mesajlar şu şekildedir:

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün mesajı:

Sn. Işık Ahmet, Sn. Mustafa Ali Çavuş, DEB Partisi Genel Başkanı,

Batı Trakya Türk Azınlığının ikili ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanabilmeleri hedefi doğrultusunda uzun yıllar boyunca örnek bir mücadele sergilemiş olan merhum Dr. Sadık Ahmet’in vefatının 17. yıldönümü münasebetiyle gerçekleştirilecek anma törenine yönelik nazik davetiniz için teşekkür ederim.

Önceden planlanmış faaliyetlerim nedeniyle bu anlamlı günde maalesef yanınızda bulunamayacağım. Bu vesile Batı Trakya Türk Azınlığı için verdiği fedakar mücadele ile soydaşlarımıza ilham kaynağı olan merhum Dr. Sadık Ahmet’e bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor Batı Trakyalı soydaşlarımıza kalbi sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı:

Sn. Işık Ahmet, Sn. Mustafa Ali Çavuş DEB Partisi Genel Başkanı,

Batı Trakya’daki soydaşlarımıza yıllarca liderlik etmiş ve toplumsal sorunlarını her platformda dile getirmiş merhum Dr. Sadık Ahmet’in vefatının 17. yıldönümü vesilesiyle Gümülcine’de gerçekleştirilecek anma törenine yönelik nazik davetiniz için teşekkür eder, bu anlamlı günde sizlerle beraber olabilme imkanı bulamayacağımı üzüntüyle bildiririm.

Batı Trakyalı soydaşlarımızın haklı davasına yaptığı unutulmayacak katkılarla her zaman bir esin kaynağı olan merhum Dr. Sadık Ahmet’e Allah’tan rahmet diliyor, soydaşlarımıza sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

T.C. Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in mesajı:

Sn. Mustafa Ali Çavuş, DEB Partisi Genel Başkanı,

Merhum Dr. Sadık Ahmet’in 17. ölüm yıldönümü dolayısıyla yapılacak törene yapmış olduğunuz nazik davetiniz için teşekkür ederim. Batı Trakya Türklerinin Yunanistan temsilcileri olarak sizler orada yaşayan soydaşlarımızın uluslararası hukuktan kaynaklanan haklı mücadelelerinin sürdürülmesinde Türkiye ile tarihsel ve kültürel bağların güçlendirilmesinde çok önemli hizmetlerde bulunmaktasınız.

Bu vesileyle şahsım ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları adına merhuma Allah’tan rahmet diler size ve Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımıza en iyi dileklerimi sunarım.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in mesajı:

Sn. Mustafa Ali Çavuş DEB Partisi Genel Başkanı,

Batı Trakya Türk Azınlığının merhum lideri Dr. Sadık Ahmet’in aramızdan ayrılışının 17. yılı nedeniyle düzenlediğiniz etkinliğe yaptığınız davet için teşekkür ederim.

AB üyesi Yunanistan vatandaşı olan Batı Trakya Türk Azınlığının Yunanistan’ın eşit anayasal vatandaşlık haklarından yararlanmaları konusunda onun verdiği destansı mücadeleyi düzenlediğiniz etkinlik vesilesiyle bir kez daha takdir ve şükranla anıyorum.

Soydaşlarımız olan Batı Trakya Türk Azınlığının anayasal vatandaşlık haklarının korunması ve demokratik haklarının geliştirilmesi noktasında verdikleri mücadelede yanında olduğumuzun bilinmesini istiyor selam ve sevgilerimi iletiyorum.

Türkiye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın mesajı:

Sayın Mustafa Ali Çavuş, DEB Partisi Genel Başkanı, 

Türk dünyasının saygıdeğer ismi, Batı Trakya Türk Azınlığının lideri merhum Dr. Sadık Ahmet’in hakka yürüyüşünün 17. seneyi devriyesi münasebetiyle tertip ettiğiniz anma törenine lütufkâr davetinize en kalbi duygularımla teşekkür ederim. 

Daha önce planlanmış bir program sebebiyle aranızda olamayacağım ancak merhum Dr. Sadık Ahmet azmi, dirayeti, mücadeleci kişiliğiyle Türk ve İslam aleminin abideleşmiş ismi olarak hepimizin gönlünde ilelebet hatırlanacak ve hayırla yad edilecektir.

Merhumu şahsım ve milletimiz adına bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle böylesine anlamlı ve kardeşnazlık örneği olan anma töreninizi onurlandıran tüm kardeşlerimizi de en samimi dileklerimle selamlıyorum.

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun mesajı:

Sayın Işık Ahmet, Sayın Mustafa Ali Çavuş, DEB Partisi Genel Başkanı,

Batı Trakyalı soydaşlarımızı temsil eden ilk siyasi parti olan DEB partisinin kurucusu ve ilk genel başkanı merhum Dr. Sadık Ahmet’in vefatının 17. yıldönümü münasebetiyle gerçekleştirilecek anma törenine yönelik nazik davetiniz için teşekkür ederim.

Batı Trakya Türk azınlığının birlik ve beraberliğin simgesi haline gelmiş ve soydaşlarımızın uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarını korumak yolunda yürütülen haklı davaya yaptığı katkılar hiçbir zaman unutulmayacak olan merhum Dr. Sadık Ahmet’e bu vesileyle bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, Batı Trakyalı soydaşlarımızı sevgiyle selamlıyorum.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajı:

Sn. Mustafa Ali Çavuş, DEB Partisi Genel Başkanı,

Batı Trakya Türk Azınlığının daima hatırlanacak lideri DEB partisinin kurucusu Dr. Sadık Ahmet’in aramızdan ayrılışının 17. yılında anısı önünde tekrar saygıyla eğiliyor, Batı Trakya Türk Azınlığı için yaptığı büyük hizmetleri şükranla yâd ediyor size ve arkadaşlarımıza çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Muhterem hanımefendi Işık Sadık Ahmet’e de bu vesileyle sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu’nun mesajı:

Sayın misafirler, 

Batı Trakya Türk Azınlığının lideri Dr. Sadık Ahmet’i kaybettiğimiz 24 Temmuz 1995 tarihinin on yedinci yılında Dr. Sadık Ahmet için toplanmış bulunuyoruz. Böylesi önemli bir günde Dr. Sadık Ahmet’in kabri başında sizlerle birlikte olamadığım için büyük üzüntü duyuyorum, ancak tüm kalbimle sizlerle birlikte olduğumu, sizlerle aynı duygularımı paylaştığımı bilmenizi isterim. Bu duygu ve düşüncelerle ölümünün 17. yılında Dr. Sadık Ahmet’i hasret ve özlemle yâd ediyor yüce Allah’tan  kendisine rahmet diliyorum.

Başka kimler mesaj gönderdi?

Dr. Sadık Ahmet’in anma törene ayrıca, İslam Birliği Teşkilatı, İslam Tarih Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi Genel Direktörü Halit Eren, MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Türkiye Cumhuriyeti Selanik Başkonsolosu Tuğrul Biltekin, Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Tekirdağ Belediye Başkanı Adem Dalgıç, Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Konya Valisi Sn. Aydın Nezih Doğan, Niğde Valisi Alim Barut, Ardağan Valisi Mustafa Tekmen, Bursa Valisi Şehabettin Harput, Rize Valisi Hakan Burak Uz, Hatay Valisi Celalettin Lekesiz, Çankırı Valisi Vadettin Özcan, Rodop Milletvekili Ayhan Karayusuf, AKP Edirne Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, T.C. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da mesaj gönderdiler.

DEB Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş’un konuşması:

“Gerekirse bu toplum için bizler de şehit olmayı istiyoruz.”

Çok değerli Türkiye Cumhuriyeti Meclis Başkanı Sn. Köksal Toptan, değerli BBP Genel Başkanı Sn. Mustafa Destici, değerli Türkiye Cumhuriyeti CHP milletvekilleri, değerli AK Parti milletvekilleri, değerli sivil toplum örgütleri başkanları, değerli müftülerim, çok değerli basın, çok değerli Batı Trakya Türkleri, hepinizi liderimiz ve DEB Partisi kurucu başkanımız Dr. Sadık Ahmet’in ölümünün 17. yılında aramızda olduğunuz için, böyle bir sıcak günde, Ramazan ayında bizlerle birlikte olduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum. Şahsım ve partim mensupları adına saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Değerli konuklar, değerli soydaşlar,

O Batı Trakya Türkünün lideriydi, o Batı Trakya Türkü için bizler için toplumu için insan hakları için canını feda etti. Liderimiz Dr. Sadık Ahmet’i bu 17. yılında anarken görüyorum ki her geçen gün her geçen yıl ona olan özlem kat kat artıyor. Bunun tek nedeni vardır: o Batı Trakya Türkünün kalbine bir nakış gibi işlemişti, o Batı Trakya Türkü için mücadele edecekti, kendisi için değil, kendi çıkarları için değil, Batı Trakya Türkünün çıkarları için mücadeleci bir hayatı seçti. Onu anmak kadar anlamanın da önemli olduğunu biliyoruz.

Sevgili soydaşlar, anımsatmak istiyorum, değerli Batı Trakya Türkleri, çok zor yıllardan geçti, onun büyük bir heyecanla 1985 yılında imza kampanyasına başladığı zaman herkes bu adam ne yapıyor ne yapacak diye bekliyordu. Ama görüldü ki kısa zaman içerisinde Batı Trakya Türklerinin lideri oldu, kalbine işledi ve Batı Trakya Türklerini tek çatı altında toplamayı başardı.

Değerli soydaşlar, onu anmak kadar anlamanın da önemli olduğunu ben ve arkadaşlarım 2010 yılında üzerimize düşen görevi yapmak için ondan aldığımız bayrağı yeniden yükseklere taşımak için göreve geldik.

Bizler de Batı Trakya Türkleri için ülkemiz Yunanistan için hizmet etmek istiyoruz. Tabii ki Batı Trakya Türklerinin sorunları bitmemiştir, ne yazık ki onun ölümünden 17 yıl geçmesine rağmen, tabii onun verdiği mücadeleler sayesinde, büyük kazanımlar elde ettik ama mücadelemiz bitmemiştir.

Uzun ince bir yolda yürüyoruz ama kararlıyız ama arkadaşlarla inançlıyız! Neye mi güveniyoruz? Bizler Batı Trakya Türkleri olarak ben ve arkadaşlarım yüreklerimize güveniyoruz ve halkımıza güveniyoruz.

Nasıl geçmişte binler onun arkasında yürümüşse, çok değerli soydaşlar değerli konuklar bundan böyle de hiç merak etmeyin, birlik beraberlik içerisinde hep birlikte hak arama mücadelesine çıkmış bulunmaktayız.

Değerli soydaşlar, bizler Batı Trakya Türkleri, Lozan’la 1923 yılında ülkemiz Yunanistan’a emanet bırakıldık. Yaklaşık bir asır geçti, bizim bu vatanda tek isteğimiz var: insanca yaşamak, dostluk ve barış içinde yaşamak. Batı Trakya Türkleri için olmazsa olmaz, eşit bir vatandaş olarak yaşamak istiyoruz. Bu bize çok görülmemeli. 2012 yılına geldiğimizde ülkemiz Yunanistan, vatanımız Yunanistan otuz yıldan beri AB üyesi ama maalesef Batı Trakya Türkleri Lozan’dan doğan haklarını alamamış, iadesi konusunda adım atılmamıştır. Ama bizler ümitliyiz. Vatandaşlık konusunda da bir sürü 3. sınıf vatandaş olarak yaşatılmak isteniyoruz.

Değerli soydaşlar, bugünlerde anavatan Türkiye Cumhuriyeti ve ülkemiz Yunanistan arasında dostluk rüzgarları esmekte. Bizler de Batı Trakya Türkleri olarak diliyoruz, umuyoruz, bu dostluk rüzgarlarından yararlanmak istiyoruz ve ülkemiz Yunanistan’ın Batı Trakya Türkleri için, her zaman söylüyorum, bir Atina açılımını gerçekleştirmesini, hakkını hukukunu iade etmesini, insanca yaşamını, AB standartlarında yaşamını Batı Trakya Türklerine iade etmesini diliyorum.

Değerli soydaşlar, değerli konuklar, hepinizin huzurunda, belediyenin huzurunda sizlere söz veriyorum. Bizler, ben ve arkadaşlarım, Batı Trakya Türklerinin hakkının ve hukukunun iadesi noktasında var gücümüzle çalışacağız. Gerekirse bu toplum için bizler de şehit olmayı istiyoruz. Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Değerli liderim nur içinde yat, mekanın cennet olsun.

İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete’nin konuşması:

“Sizlerin huzurunda Rabbimden sabır diliyorum.”

Saygıdeğer protokol, çok değerli Batı Trakyalı Müslüman Türk kardeşlerim,

Öncelikle ailenin tekrar bu acısını ben başsağlığı dileyerek bu insanların huzurunda Rabbimden sabır diliyorum.

Tabii oruçlu bir gündeyiz, duanın bile kısası eftaldir; konuşmanın da en eftali o olsa gerek. Bu açıdan ben gelen misafirlerimizi tekrar hoşluyorum. siz değerli kardeşlerimin buraya gelişini de saygıyla, sevgiyle, teşekkürlerimle karşılıyorum. Hepinize hayırlı bir akşam diliyorum.


Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif’in konuşması:

“Aradan 17 yıl geçse de bu sevdanın sönmeyeceğini dostlar da düşmanlarda gördü.”

Çok değerli misafirler, değerli soydaşlarım,

Bugün hapishane arkadaşım, dava arkadaşım merhum Dr. Sadık Ahmet’in ölümünün 17. yılında mezarı başına bu sıcak günde geldiğiniz için sizlere canı gönülden teşekkür ediyorum.

Sayın müftümüz sözün kısası en iyi dedi, Ramazan gününde, sıcak günde ayakta durmak tabii ki bir problem. Bugün maziyi gözümde şöyle bir geçirerek veya şeriti geri çekerek geçmişle bugünü kıyasladığım zaman, Batı Trakya insanının, Türk insanının ne kadar vefakâr olduğunu, ne kadar samimi olduğunu görmek beni gerçekten duygulandırdı.

Aradan 17 yıl geçse de bu sevdanın sönmeyeceğini dostlar da düşmanlarda gördü. Bundan dolayı buraya gelenleri ve gelemediği için üzülenleri tebrik ediyorum, hepinize teşekkür ediyorum.

BTTADK ve Yassıköy Belediye Başkanı İsmet Kadı’nın konuşması:

“Bizler de bu bilinçle hareket ederek bu bayrağı taşımak zorundayız.”

Saygıdeğer Meclis Başkanım, saygıdeğer Bakanım, saygıdeğer milletvekillerim, DEB Partisi Genel Başkanım, saygıdeğer Başkonsolosum, müftülerim, Belediye Başkanlarım, basın mensupları ve değerli misafirler,

Bugün burada Batı Trakya Müslüman Türk toplumunun haklı davasının savunucusu, lideri Dr. Sadık Ahmet’i, ölümünün 17. yılında anmak üzere toplanmış bulunuyoruz.

Batı Trakya Türk toplumu için 1923 yılı Temmuz’unda Lozan Antlaşması ile başlayıp günümüze kadar gelen zor bir süreçte hak ve hukuk mücadelemizin öncülüğünü yapmış olan Dr. Sadık Ahmet’i yine bir Temmuz ayında yitirerek büyük bir talihsizlik yaşadık.

Dr. Sadık Ahmet toplumumuzun baskılardan yıldığı, ümidini yitirdiği hatta anavatana dönüşü ciddi olarak düşündüğü bir dönemde başlattığı mücadeleyle hepimizin o yıllarda içimizde hapsetmek, baskılamak zorunda kaldığımız haksızlıklara feryat etme, karşı koyma duygularımızın dışa yansıması olmuştur.

Batı Trakya Türk toplumu için yapılması gereken her şeyi yapmıştır. İmza kampanyası başlatmış, miting düzenlemiş, bağımsız liste kurmuş, siyasi parti kurmuş, konferanstan konferansa koşup davamızı uluslararası platformda anlatmıştır. Hatta hapis yatmış ve sonunda inandığı bu dava uğruna bir insanın sahip olduğu en kutsal değer olan yaşama hakkını bile bu uğurda kaybetmiştir. O bu şerefli mücadelede dost düşman herkesin takdirini kazanmıştır.

İşte bu nedenledir ki Batı Trakya Türk toplumunun her birey ve ferdinin gönlünde, kalbinde bu eşsiz insan için saygı, sevgi ve minnet duyguları hâkimdir. Bu asırlar boyu da böyle devam edecektir. Onun hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan verdiği bu mücadelenin sonraki nesillere anlatılması gerekmektedir.

O aramızdan zamansız ayrılışı ile ailesine paha biçilmez değerde bir miras olan Dr. Sadık Ahmet ismini bıraktı. Ayrıca ailesine, dava arkadaşlarına ve bizlere başlatmış olduğu mücadelenin bayrağını taşıma, sorumluluk ve yükümlülüğünü emanet etti.

Bizler de bu bilinçle hareket ederek bu bayrağı taşımak zorundayız. Gönül isterdi ki bu mücadeleye gerek duyulmasın. Ancak hepimiz biliyoruz ki maalesef gerek var. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu olarak bu mücadelede kararlı olduğumuzu ifade ediyor, ölümünün 17. yılında Dr. Sadık Ahmet’i rahmetle anıyor, ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun diyor, saygılar sunuyorum.

BTTDD adına Teşkilat Başkanı Ahmet Koç’un konuşması:

“Bizler seni ve davayı unutursak beyaz güller kefenimiz olsun”

Sayın Bakanım, sayın Konsolosum, sayın milletvekilleri, Azınlık Danışman Kurulu Başkanım, çok değerli müftülerim, Türk azınlığının değerli mensupları. Hepinizi Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Merkezi adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Lozan Antlaşması’nın imzalandığı gün, davamızın unutulmaz lideri merhum Dr. Sadık Ahmet’i kaybettik. Yıllar geçti ama Batı Trakya Türkleri liderini unutmadı. Bu gün yine onun kabri başında Batı Trakya Türk Azınlığının yaşadığı sorunlardan bahsediyoruz.

Sayın liderim, bu gün kabrinin başında “etnik kimliğimiz tanındı, Türk tabelalarımızı astık” demek isterdim. Tanınmadı asılmadı.

Bugün “seçilmiş müftülerin koltuklarında, sen huzur içinde uyu” demek isterdim ama müftülerim de şikayet için yine kabrinin başında. “Vakıf mallarımızı artık Türk azınlığı yönetiyor” demek isterdim ama yönetmiyor, yönettirmiyorlar.

“Yunan vatandaşlığından atılan altmış bin dört kişi tekrar Yunan vatandaşı yapıldı” demek istiyorum ama maalesef onu da diyemiyorum.

Ancak şunu çok büyük rahatlıkla söyleyebilirim sayın liderim, başta senin kurduğun Dostluk Eşitlik Barış Partisi dimdik ayakta. Gençler senin bıraktığın yoldan ilerliyorlar, dava arkadaşların, kader birliği yaptığın herkes bu davaya sahip çıkıyor.

Bugün Batı Trakya Türk Azınlığı dünden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu çok açıktır. Bugün bu davanın öncülerinden bir büyüğüm Batı Trakya’da ucuz kahramanlar yaratılmaya çalışıldığından bahsetti. Bu davanın mutfağından gelenlere yapılmış saygısızlıkları camia olarak affetmemiz mümkün değil. Kimse bu davayı tek başına taşıyamaz, kimse bu davada tek başına başarılı olamaz. Bu davanın üçlü saç ayağı vardır. İşin merkezinde, yangının merkezindeki Batı Trakya’daki dava adamları, sivil toplum kuruluşları, Türkiye’deki Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği, şubeleri ve vakıflarıyla beraber ve yine Avrupa’daki Federasyonumuz.

Bu üçlü saç ayağını yok saymak demek, bu davaya zarar vermek demektir. Büyük dava adamı, ne yaptığını iyi bilen, yaşamında fikrinin etrafından bütün Batı Trakya Türk Toplumunu birleştirmiş ise vefatının on yedinci yılında yine kabri başında da dava adamlarını bir araya getiren değerli büyük. Bu davada seni unutanların kırmızı gülleri solsun ama bizler seni ve davayı unutursak beyaz güller de kefenimiz olsun. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin konuşması:

“Siz zulmün de, acının da büyüğünü yaşadınız.”

Sayın Meclis Başkanım, çok değerli milletvekillerim, Dr. Sadık Ahmet’in çok kıymetli eşi ve ailesi, DEB Partisinin çok değerli Başkan ve Yöneticileri, değerli Protokol ve siz mazlum, mağdur, fakat bir o kadar da mağrur Batı Trakyalı kardeşlerim. Hepinizi şahsım ve Büyük Birlik Partisi camiası adına sevgi, saygı ve hürmetle selamlıyorum.

Evet burada olmaktan gerçekten hem şahsım adına hem camiam adına büyük bir onur duydum. 2008 yılında da rahmetli Genel Başkanımız, şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte yine bu kabrin başındaydık. Fakat o anmadan yaklaşık işte yedi-sekiz ay sonra, rahmetli Muhsin Başkanı da bir helikopter kazasında kaybettik.

Nedense bu tür dava adamları, bu tür büyük Türk dünyasının varlığı için, Türk kimliğinin korunması için, İslam’ın bayrağının, sancağının çok yükseklerde dalgalanması için mücadele etmiş büyük dava adamları, maalesef genç yaşta ömürlerini kaybediyorlar.

Onlar Rauf Denktaş, Ebulfeyz Elçibey, İsa Yusuf Alptekin, işte Dr. Sadık Ahmet, Muhsin Yazıcıoğlu, bunların hepsi hem birer dava arkadaşıydı, hem can yoldaşıydılar. Ama şimdi hepsi de hakkın rahmetine kavuştu. Ben buradan hepsini rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum.

Onlar birer şehit. İster öldürülmüş olsunlar, ister takdiri ilahi sonucu hayatlarını kaybetmiş olsunlar. Onlar birer şehit, çünkü Yüce Rabbim Bakara suresinde: “Allah yolunda ölenler için ölüler demeyiniz, zira onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.” demektedir. Evet onlar Allah’ın emri doğrultusunda, Allah’ın rızası doğrultusunda kendi milletlerinin varlığı için, kendi milletlerinin bağımsızlığı için, kendi insanlarının huzuru için, güvenliği için, hakları için ve tabii ki onunla birlikte Allah’ın kelamının yeryüzünde hâkim olması için mücadele ettiler. Onlar birer şehittir ve onları her birisi bizim önderimiz, liderimizdir. İster ana vatan Türkiye’de yaşamış, hayatını kaybetmiş olsun, ister Batı Trakya’da, ister Kuzey Kıbrıs’ta, ister Kerkük’te Türkmen evinde, ister doğu Türkistan’da, ister Kırım’da, ister Çeçenistan’da, ister Azerbaycan’da, bunların hiçbirisinin önemi yok. Çünkü biz sadece 75 milyondan sorumlu olmadığımızı biliyoruz. Bizler siyasetimizi de bu gaye, bu amaç için yapıyoruz.

Bizler biliyoruz ki biz sadece 75 milyondan sorumlu değiliz. Başta Osmanlı bakiyesi, toprakları olmak üzere, Türk İslam coğrafyasındaki bütün bu mazlum ve mağdur Müslüman kardeşlerimin, Türk kardeşlerimizin de sesi soluğu olmak bizim hem fikrimizin, hem misyonumuzun, hem ideolojimizin, hem de duruşumuzun bir gereğidir.

Onun için bizler tabii ki burada olmak zorundayız, sizlerle birlikte olmak zorundayız. Sizlerin derdi elbette ki bizim derdimiz. Tabii ben burada yaşayan 150 bin kardeşimi bir kere daha büyük Türk Milleti adına takdir ediyorum, tebriklerimi sunuyorum. Biz ana vatanda sizler gibi acı, sizler gibi zulümler yaşamadık. Siz zulmün de, acının da büyüğünü yaşadınız, bedelini de çok ağırlarını ödediniz. Onun için ben büyük Türk Milleti adına sizlere şükranlarımı sunuyorum. Sizin gibi yeryüzünde Türk varlığının korunması adına, kimliklerin korunması adına mücadele eden ve bu uğurda bedel ödeyen tüm kardeşlerimi de sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Bu süre içerisinde vefat etmiş bütün kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tabii ki Dr. Sadık Ahmet önderimiz bunlardan bayraklaşan bir isim ve onu da bir kere daha rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum. Hiçbir şeyin boşa yapılmadığını, hiçbir mücadelenin boşa edilmediğini, mutlaka sonunda zafer geleceğini de hepimiz biliyoruz. Çünkü bizler inanıyoruz ve inananlar bilir ki, zafer inananlarındır. Ben bu vesileyle bir kere daha hepinize saygı, sevgilerimi ve hürmetlerimi sunuyorum ve bir kere daha rahmetli büyüğümüzü, Dr. Sadık Ahmet’i, Muhsin Başkanımızın can arkadaşını, yol arkadaşını, ağabeyimizi bir kere daha rahmetle, hürmetle ve şükranla anıyorum. Hepinize saygı, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum. Allah’a emanet ediyorum.

CHP Edirne milletvekili Kemal Değirmendereli’nin konuşması:

“Bugün Sadık Ahmet’in eksikliğini duyuyoruz.”

Değerli Protokol, Batı Trakya’nın çok değerli asil insanları, soydaşlarım, büyük önder Mustafa Kemal’in evlatları, hepinizi en içten, en sıcak duygularla selamlıyorum.

Sizlere Mustafa Kemal’in koltuğundan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun saygı sevgi ve selamlarını iletiyorum.

Bugün bu özel günde, kökeni burada, Değirmendereli bir kardeşiniz olarak aranızda bulunmaktan mutluyum.

Sizleri dimdik ayakta, ulusal bilincini yitirmemiş, kültürel değerlerine sıkı sıkıya bağlı görmekten de gururluyum.

Değerli dostlar, şairimiz diyor ki: “Gerçek değer varlığında boşluk dolduran değil, yokluğunda boşluğu hissedilendir.”

Bugün hep birlikte Batı Trakya Türk toplumunun önder kişisi, gerçek değeri, sayın Sadık Ahmet’in eksikliğini duyuyoruz. Ancak onun açtığı yolda Batı Trakya Türk’ünün barış, kardeşlik, dostluk, insan haklarına saygı, temel hak ve özgürlükleri sağlama yönündeki çabalarının aynı heyecanla sürüyor olması, bu büyük toplumun saygınlığını arttırmaktadır. Dünyanın bugün geldiği gelişmişlik düzeyi insan hakları, temel hak ve özgürlükleri geçmiş yıllarda yaşananları bir kenara bırakarak insani sorumluluğun bir gereği olarak görülmektedir. Bu anlayışın başını özelikle Avrupa Birliği ülkeleri çekmektedir, gerek AB üyesi olan Yunanistan’ın, gerekse Türkiye’nin, Batı Trakya’daki Türk varlığını ortak zenginlik olarak değerlendirip, Ege’de halklar arasında her boyutta ilişkilerin geliştirilmesi için gayret göstermesi gerektiğini düşünüyorum.

Dünyanın hızla gelişen rekabetçi ortamında barış ve dostluğumuzun yaratacağı yeni sinerjiler, her iki ülke halkına müthiş bir ekonomik ve kültürel canlılık getirme potansiyeli taşımaktadır. İnsanlık tarihine çok değerli filozoflar, bilim insanları, sanatkârlar kazandıran bu toprakların insanının, Batı Trakya Türklerinin yaşadığı sorunları da en iyi şekilde çözme iradesi ortaya koyacaklarına inanmaktayım.

Değerli hemşerilerim, ölen biri onu anan son kişi öldüğünde gerçekten ölürmüş. Bugün sayın Sadık Ahmet’in ölmediğini onun düşüncelerinin her Batı Trakyalı kardeşimin yüreğinde yaşadığını görmekten mutlu olduğumu paylaşıyor, her türlü sorunlarınızın hem Mustafa Kemal’in partisi Cumhuriyet Halk Partisi, hem de Kemal kardeşiniz tarafından sadece Ankara’da değil, uluslararası platformlarda da paylaşılacağından emin olmanızı ister, hepinize en içten saygı ve sevgilerini sunarım.

AK Parti Bursa milletvekili Hakan Çavuşoğlu’nun konuşması:

“Dr. Sadık Ahmet gerçek anlamda bir liderdir.”

Çok değerli Meclis Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, Büyük Birlik Partisinin (BBP) çok değerli Genel Başkanı, azınlık temsilcileri, sivil toplum örgütleri, hanımefendiler, beyefendiler, değerli hemşerilerim, ben de öncelikle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz, iyi ki de geldiniz.

Çok değerli kardeşlerim,

Hakka yürüyüşünün on yedinci yıl dönümünde, bugün merhum liderimiz Dr. Sadık Ahmet’i bir kez daha rahmetle minnetle anmaktayız. Dr. Sadık Ahmet ismi telaffuz edildiğinde bütün bir Batı Trakya Türk Azınlığı mensuplarının kalbinde bir heyecan, toplumsal kimliğinde de bir başka heyecan tezahür eder. Çünkü Dr. Sadık Ahmet Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının yok sayıldığı, asimilasyonun en şiddetli şekilde icra edildiği ve inkâr edildiği bir zaman biriminde adeta bir Don Kişot misali ortaya çıkarak yel değirmenleriyle tek başına savaşmış bir şahsiyettir.

O gerçek anlamda bir liderdir. Onun mücadelesiyle birlikte Batı Trakya’nın perspektifi değişmiş, çok farklı bir anlam kazanmıştır. Batı Trakya Davası ilk defa onun mücadelesiyle birlikte uluslararası platformda ve arenada takip edilmeye ve gözetlenmeye başlanmıştır.

Kısacası Batı Trakya mücadelesinde onun ismiyle beraber bir paradigma değişikliği olmuştur. O dizleri üzerine çökeltilmek istenen Batı Trakya Azınlığını adeta ayağa kaldırmıştır.

Bu vesileyle aradan on yedi yıl geçmesine rağmen hâlâ onun huzuruna gelmek suretiyle minnet ve rahmet duygularımızı ona ifade etmekteyiz.

Ancak o tüm bu hususların yanı sıra çok farklı hasretleri bünyesinde barındıran bir kimseydi. O ben demez, diğergamlığı kendisinde buluşturan bir kimseydi. O her zaman için liderlik vasıflarıyla toplum nezdinde yükselmeye devam ederken tevazu sınırları da o derece genişleyen bir kimseydi.

Ben daha fazla vaktinizi almak istemiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle kendisinden büyük bir samimiyetle, Allah razı olsun demek istiyorum. Ailesine tekrardan baş sağlığı ve sabır diliyorum.

Siz değerli kardeşlerim, hemşehrilerim her geçen yıl artarak buraya gelmeye devam etmekte olduğunuzu gördüğüm için mutlu olduğumu, sevinçli olduğumu ayrıca ifade etmek istiyorum. Hepinizi tekrardan saygı ve sevgiyle selamlıyorum, hepinizi Allah’a emanet ediyorum.

T.C. Gümülcine Başkonsolosu Osman İlhan Şener’in konuşması:

“Siz Batı Trakya Türkleri, Türk dünyasının en ücra köşesindeki Türk soyluların bile her zaman kalbinde, gönlünde, aklındasınız.”

Değerli soydaşlarım, sayın Meclis Başkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri, faziletli müftülerim, Türkiye’den gelen diğer sayın konuklar, sayın Genel Başkanım, tüm katılımcılar ve değerli basın mensupları,

Bugün Batı Trakya Türklerinin hak arayış mücadelesinin bayraktarı merhum Dr. Sadık Ahmet’i kabri başında anmak için toplandık. Dostluk, Eşitlik, Barış (DEB) Partisi’nin değerli üyelerine ve merhum Dr. Sadık Ahmet’in anısını en güzel şekilde yaşatan sayın Işık hanımefendiye, babalarının bıraktığı sancağı hep en ileri taşıma azminde gördüğüm eski dostum Levent kardeşime ve sevgili Funda’ya, bu anma etkinliğini bir kez daha başarıyla düzenledikleri için teşekkür ediyorum.

Sayın Meclis Başkanımıza ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tüm değerli üyelerine, siyasi partilerimizin üst düzey temsilcilerine ve diğer konuklarımıza da Batı Trakya Türk Azınlığının bir kez daha yanında yer aldıkları için şükranlarımı sunuyorum.

Bir saat önce telefonla arayan Sayın Atina Büyükelçimiz Kerim Uras da hem ailenin sayın üyelerine, hem de tüm Batı Trakya Türk Azınlığı’na bir kez daha başsağlığı dilediler.

Ben de sayın faziletli İskeçe müftüsünün açtığı yoldan gitmek istiyorum, kısa yoldan. Sadece çok kısa bir anımı paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz buraya Atina’dan geldim, fakat daha önce Ankara’daydım, iki sene ve Afganistan dairesindeydim. Çok sık Afganistan’a gidiyordum. Yine bir Afganistan ziyaretimde oradaki Özbek ve Türkmen soydaşlarımızın siyasi partisi konumundaki Cümbüş-i Milli İslâmî Afganistan var. Oradaki bir Özbek siyasetçiyle sohbet ediyorduk, bana nerelerde görev yaptın, diye sorunca, en son dedim Selânik’te görev yaptım. Mustafa Kemal’in doğduğu şehir, dedi, evet dedim. Bir de, dedi, orada Batı Trakya Türkleri var, dedi, Sadık Ahmet var, dedi, müftü Aga var, dedi, Müftü Şerif var, dedi, onları gördün mü, dedi. Ben de kendisine Sadık Ahmet’i 1993 yılında gördüğümü ama ne yazık ki ilk görüşüm ve son görüşüm olduğunu söyledim. Çok üzüldü, orada Fatihasını okudu. Burada şu mesajı vermek istiyorum: Siz Batı Trakya Türkleri, Türk dünyasının en ücra köşesindeki Türk soyluların bile her zaman kalbinde, gönlünde, aklındasınız.

Bu vesileyle merhum Dr. Sadık Ahmet’e Allah’tan rahmet, değerli aile üyelerine ve siz soydaşlarıma sabır ve metanet diliyorum.

AK Parti Zonguldak milletvekili Köksal Toptan’ın konuşması:

“Kırmızı çizgilerimiz hangi hükümet gelirse gelsin değişmez.”

Sevgili soydaşlarım, değerli misafirler, öncelikle hepinizin mübarek Ramazanının tebrik ediyorum. Sağlık içinde huzur içerisinde bayrama erişmenizi Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.

Dr. Sadık Ahmet hakkında konuşmak benim için gerçekten zor, çok zor ama. O benim kardeşim gibiydi, o benim can yoldaşım gibiydi. Bütün özellikleri ismi üstünde toplayan bir mükemmel adamın arkasından konuşuyoruz.

Onu anlatmak benim için gerçekten zor. On yedi sene önce cenazesinde yaptığım konuşmada, hem Sadık hem Ahmet, bu iki ismin birleşmesinden ortaya çıkan mükemmel bir varlık Dr. Sadık Ahmet.

Çok genç yaşta onu kaybettik. Sadece Batı Trakya da değil, sadece Batı Trakya’nın uluslararası hukuktan doğan haklarını Avrupa’nın çeşitli merkezlerinde koşar adım savunmakla değil, bütün Türk Dünyası’nda, Türkiye’de ve bütün Türk Dünyası’nda bir lider özelliğiyle öne çıkan ve çok büyük başarıları o kısa ömre sığdıran bir insandı Dr. Sadık Ahmet.

On yedi sene sonra Gümülcine’de şu mezarlıkta, sevgili Sadık Ahmet’in mezarı başında binlerce insan toplanıp ona gönülden gelen Fatihalarını gönderirken, bir kere daha anlıyoruz ki Sadık Ahmet ömrünü boşa geçirmedi.

O kısa ömre çok şey yerleştirdi, çok şey koydu. Hiç kuşku yok ki bunlardan birincisi ve en önemlisi Batı Trakya Türklüğü’nün birliği, beraberliği, huzuru ve geleceğiydi.

Sevgili soydaşlarım, Batı Trakya hâlâ sorunlarını konuşuyorsa, biraz evvel değerli konuşmacıların ifade ettikleri tabela asmadan müftü seçimine kadar birçok şeyi konuşuyorsa, Lozan Antlaşması’na rağmen uluslararası hukuka rağmen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen ve Avrupa Birliği kriterlerine rağmen bunları konuşuyorsa, bunları aşmak için ya içimizden bir Sadık Ahmet daha çıkaracaksınız, veyahut hepimiz Ahmet Sadık’ın çizdiği yolda birlik beraberlik yolunda şaşmadan, sapmadan gideceksiniz.

Birbirimizle ilgili her insanın olumlu olumsuz düşünceleri olabilir ama söz konusu Batı Trakya ise, burada yaşayan soydaşlarımızın sorunları ise, onlar üzerinde durmayacak, ana hedefe Batı Trakya’nın Yunanistan’ın bir parçası olarak ama huzur içersinde yaşayan özgürlük içerisinde yaşayan, temel hak ve özgürlüklerden yararlanma ülküsünden yararlanarak yaşayan bir toplum olarak kalmasını istiyorsak, mutlaka çizdiği yoldan gitmek zorundayız.

Değerli dostlar, rahmetli Mehmet Akif, “Gelsen seni tarihe gömsem sığmazsın” diyor. Tarihe sığmayacak isimlerden birisi Dr. Sadık Ahmet. O kısacık ömrüne sığdırdığı işlerle tarihe sığmadığını gösterdi. Gösterdiği istikamette de onu takip edenlerin tarihe sığmayacağının işaretini verdi. Burada çok sayıda genç görüyorum. Bu beni hem Dr. Sadık Ahmet’in çizdiği yolun takipçilerinin ne kadar çok olduğunu, ne kadar güçlü olduğu konusunda daha da ümitlendirirken, öbür taraftan da heyecanlandırmaktadır.

Sevgili dostlarım herkesin şunu bilmesini istiyoruz, Türkiye olarak biz komşumuz Yunanistan’la dostluk içerisinde, barış içerisinde ilişkilerimizi şimdikinden daha da ileriye taşıyarak, karşılıklı menfaat ilişkilerimizi daha da geliştirerek yaşamak istiyoruz.

Bu coğrafyada başka bir coğrafyaya gidemeyeceğimize göre, barış en doğru en akıllı tercihtir diye düşünmekteyiz. O nedenle Türkiye’den sürekli uzanan barış elinin özellikle son yıllarda Yunanistan’ı yönetenler tarafından da karşılanıyor oluşu, bizi, ilişkilerimiz ve geleceğimiz açısından ümitlendirmektedir. Bizim de menfaatimiz Yunanistan’ın da menfaati, bu ilişkileri kalıcı hale getirilmesi kurumsallaştırılmasıdır.

Ancak şu da çok iyi bilinmelidir ki, bu ilişkilerin güçlenmesi, kalıcı hale getirilmesi ve her iki ülkenin de yararına gelişebilmesi, bu Batı Trakya’dan geçer. Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımızın, huzurundan, mutluluğundan, yüzlerinin gülmesinden geçer. Yok değilse, o zaman hiçbir şey olmuyor demektir. Hiçbir şey beceremiyoruz demektir.

Bizim bu tür bildiğiniz gibi kırmızı çizgilerimiz var. Hangi hükümet gelirse gelsin, hangi Parlamento giderse gitsin, bunlar değişmez. İşte Kıbrıs meselesi var, işte Azerbaycan var, Karadağ var, Batı Trakya var, biz bunlardan vazgeçemeyiz, bizi bunlardan vazgeçirmezler. Türkiye’de sokağa çıkarmazlar, bu sadece hükümetlerin, parlamentoların meselesi değil, milletin meselesi.

Biz desek ki Batı Trakya Türkleri oturun oturduğunuz yerde, ne derlerse onu yapın, e bizim millet bize bağırır, hayır biz size öyle demiyoruz, der. Bu bakımdan bütün bunların çok iyi analiz edilmesi, çok iyi bilinmesi gerekir ama bunu yapabilmemiz için de Batı Trakyalı soydaşlarımız olmak üzere, bizlerin, sizlerin hep birlik içinde, beraberlik içerisinde olması lazım. İnsan beşer, şaşar yanlış iş yapar. Birbirimizin yanlışlarının peşinde değil, arayıp bulup meziyetlerin peşinde koşmamız lazım. Birbirimize küsebiliriz, birbirimizle kavgalı olabiliriz ama o tartışmaların hepsini bir odada yapıp bitirip dışarıya kol kola çıkıp dolaşmasını bilmemiz lazım.

Bunları yapabilirsek sevgili soydaşlarım, sevgili dostlarım, burası Yunanistan’ın en huzurlu bölgelerinden biri olur, çalışkan insanımız bugün sıkıntılar içerisinde bulunan Yunanistan’ın kalkınması için çok önemli bir öncü rol üstlenir.

Burada o güven duygusunun yerleşmiş olması Batı Trakyalı kardeşlerimizin huzur içinde burada yaşıyor olması, Türkiye’den de buraya birçok yatırımcının gelmesine ve Yunan ekonomisine katkı sağlamasına yol açar. O nedenle umuyorum ki önümüzdeki süreçte böyle güzellikleri hep birlikte yaşama imkanı bulacağız.

Sevgili Işık hanımefendi, sevgili Levent, sevgili Funda sizlere minnet borçluyuz. Kolay değil, böylesine bir adı taşımak kolay değil. Sizler hep buna layık olduğunuzu gösterdiniz, bunun sorumluluğunu taşımak da kolay değil, siz onu hep şerefle taşıdınız. Sadece Batı Trakyalı dostlarınız, kardeşleriniz değil, Türk milleti, Türk dünyası size minnettardır.

Bugün bir sohbette söyledim, Türkiye’nin neresine giderseniz gidiniz, Sadık Ahmet’in ismini bir yerde görürsünüz. Türkiye’de Atatürk’ten bu yana veyahut Osmanlı’dan bu yana gelmiş geçmiş büyük devlet adamlarının isimleri birçok yere verilir. Sadık Ahmet, verilen isimlerin ilk beşi içerisinde yer alır.

Öylesine derin bir muhabbetle, Anadolu Trakya’sıyla birlikte Türkiye, Sadık Ahmet’in her zaman her şart altında yanında olmuş, onun ülkülerini her zaman desteklemiştir. Hayata geçirilmesi için de elinden gelen gayreti hiçbir zaman esirgememiştir.

Bu mübarek günde, bu mezarlıktaki rahmeti rahmana kavuşmuş tüm ölülerimizin, burada bulunan herkesin bütün geçmişlerini rahmetle anıyorum.

Sevgili kardeşim, can yoldaşım Sadık Ahmet’e Allah’tan rahmet diliyorum. Ne olur Sadıkhan’ı da Mehmethan’ı da görseydim sevgili Sadık. Teşekkür ederim.

Dr. Sadık Ahmet’in oğlu Levent Ahmet’i konuşması:

“Emanete dört elle sahip çıkmış olan Batı Trakya Türk’ü, biz size minnet borçluyuz”

Sayın Meclis Başkanım, muhterem eşleri, ama benin için ve benim ailem için Köksal amca, Saime teyze, değerli Genel Başkan, değerli milletvekilleri, Danışma Kurulu Başkanımız, tüm sivil toplum kuruluşları başkanları ve yöneticileri, değerli müftülerimiz, değerli hemşerilerim, sayın Başkonsolosum ama dostum, hepinizi şahsım ve ailem adına hepinize hoş geldiniz der, bu mübarek Ramazan gününde rahmetli Sadık Ahmet’i anarken, rahmetli liderimizi anarken, bizleri yalnız bırakmadığınızdan dolayı çok teşekkür ederim.

On altı yıl seninle ancak on yedi yıl sensiz, az önce sayın Meclis Başkanımızın ifade ettiği gibi keşke benim de çocuklarım rahmetli Sadık Ahmet’in kollarında, dizlerinde, dedelerini öpüp koklayabilselerdi veya Sadık Ahmet onları koklayabilseydi. Ancak bugün çocuklarım rahmetli dedelerinin kabri başında oyun oynayabiliyorlar. Belki de bizim hissetmeye çalıştığımız, göremediğimiz, bilmediğimiz bir şekilde onlar hasret giderdiler. Bugün küçük oğlum, büyük oğlumun yapmış olduğu gibi dedesinin mezarının baş ucuna yattı. Belki de onu sevdi, biz bilemiyoruz. Tabii bunları buradan aktarırken inanın içim parçalanıyor. Ancak beni çok gururlandıran çok unsur var. Öncelikle Sadık Ahmet’in oğlu olmak, kızı olmak, eşi olmak, benim eşim, benim çocuklarım ama siz, bizim için siz halk önemli, çünkü Sadık Ahmet’i Sirkeli’den, Küçük Sirkeli’den bu noktaya taşıyan ve buradan da bizlere size kalmış olan emanete dört elle sahip çıkmış olan Batı Trakya Türk’ü, biz size minnet borçluyuz, biz size teşekkürü borç biliyoruz. Hepinize çok teşekkür ederim.

Kaynak:Azınlıkça

Daha Fazla İlgili Makale Yükleyin
Daha Çok Yükle admin
Daha Fazla Yük Haberler

İlginizi Çekebilir

İSKEÇE MUZAFFER SALİHOĞLU AZINLIK ORTAOKULU VE LİSESİ MÜTEVELLİ HEYETİ VE OKUL AİLE BİRLİĞİ’ Nİ MİSAFİR ETTİK

Batı Trakya’ da zorlu ve baskılar altında geçen 2018-2019 öğretim dönemini başarılı …