Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine yönelik ayrımcı politikaları devam ediyor.
Hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve birçok uluslararası örgütün, bu konuda Yunanistan’ı suçlu bulan karar ve raporlarına rağmen…
Biliyorsunuz; AİHM, İskeçe Türk Birliği (İTB) ile ilgili davada Yunanistan’ı haksız buldu.
Bunun üzerine İTB’nin resmiyetinin iadesi için Yunanistan Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde dava açıldı. Ancak, AİHM kararına rağmen sonuç değişmedi; İTB’nin resmiyet kazanması bir başka bahara kaldı.
Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Evros İli Azınlık Gençleri Derneği konularında da AİHM kararlarının yok sayıldığını hatırlatmak isterim.
Batı Trakya Azınlığı Güney Meriç Kültür ve Eğitim Derneği’nin mahkemeye sunduğu kuruluş dilekçesinin ‘azınlık’ kelimesi ile ‘hangi azınlığın kastedildiği belli olmadığı’ gerekçesiyle reddedildiğini de dikkate alırsak, Yunanistan’ın artık ‘Türk’ kelimesinden sonra ‘azınlık’ kelimesini de sakıncalı sözcükler listesine aldığını söyleyebiliriz.
Son günlerin bir başka dikkat çeken konusu da Avrupa Parlamentosu seçimleri ile ilgili hazırlanan aday listeleri…
Merakla bekledim, acaba seçilebilecek noktalardan bir Batı Trakya Türkü aday gösterilecek mi diye…
Ama yine olmadı.
Azınlığa yönelik cesur raporu ile dikkat çeken Sol İttifak (SİRİZA) Dilek Habip’i 8. sıradan aday gösterirken, PASOK Rodop Vali Yardımcılığı görevini yürüten Sibel Mustafa’yı 16. sıradan, Yeni Demokrasi Partisi de Mustafçova Belediyesi eski Meclis Üyesi Rıdvan Ahmetçik’i 20. sıradan listeye aldı.
Azınlıktan birkaç isme listelerin sonlarında da olsa yer verilmesini olumlu karşılayanlar olabilir, ama ben buna katılmıyorum.
Özetle Yunanistan, Batı Trakya Türklerinin kronikleşmiş (etnik kimlik, eğitim, örgütlenme, müftülük vb. konularındaki) sorunlarını çözme yönünde somut bir adım atmazken, seçim dönemlerinde politik bazı manevralarla ‘ağızlara bir parmak bal çalmayı’ da ihmal etmiyor.
Anlaşılan o ki, Batı Trakya’da değişimi daha uzun yıllar özlemle beklemeye devam edeceğiz.