24 Haziran 2009 tarihinde Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA), 2009 Yıllık Raporu’nu yayımladı. Rapor, Temel Haklar Ajansı’nın görev ve yetkileri kapsamında 2008 yılı için Avrupa Birliği’nde ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve ilgili hoşgörüsüzlük başlığı altında bilgi ve tespitlerin yanı sıra bir dizi temel hak alanında yaşanan gelişmeler ile ilgili değerlendirmeler içeriyor.
Rapor, Temel Haklar Ajansı’nın yaptığı araştırma endişe verici şekilde çok az kişinin haklarının farkında olduğunu ve maruz kaldıkları ayrımcılığı nereye bildireceklerini bilmediklerini ortaya koyuyor.
Bununla birlikte AB üyesi 27 ülkede yetersiz veri toplamanın ayrımcılık ile mücadelede etkin politikaların uygulanmasına zarar vermeye devam ettiği ayrıca not ediliyor. Yasal korunma konusunda mevcut boşluklar bazı alanlarda ayrımcılığın büyümesine sebep oluyor. Bu nedenle Temel Haklar Ajansı, Üye Ülke düzeyinde etkin suç önleme girişimlerini teşvik etme ve ayrımcılığı bildirme konularında bilinci artırmak için daha iyi resmi veri sağlanması çağrısında bulunuyor. Ayrıca Üye Ülkelerden yasal korunmada mevcut boşlukları gidermesi ve ayrımcılık riski ile karşı karşıya olan belirli grupların mevcut yasal araçlar konusunda bilinçlendirilmesi talep ediliyor.
HAKLAR KONUSUNDA BİLİNÇ ARTIRILMALI
Temel Haklar Ajansı’nın çalışmaları ve raporlarına göre ayrımcılık mağduru kişiler dahil önemli sayıda kişinin haklarının bilincinde olmadığını gösteriyor. Ajans’ın azınlıklar ve ayrımcılık konulu AB-MIDIS anketi, görüşülen azınlık grupları içerisinde yalnızca yüzde 39’unun iş başvurusu sırasında etnik temelde ayrımcılık yapılmasını yasaklayan bir kanundan haberdar olduklarını gösteriyor. Aynı zamanda yalnızca yüzde 20’lik bir kesim ayrımcılığa maruz kalmış kişilere danışmanlık ya da destek sunan bir kuruluş tanıyor.
ÜYE ÜLKELER YASAL KORUNMA ALANINDAKİ BOŞLUKLARI GİDERMELİ
Haziran 2008’de Avrupa Komisyonu din, inanç, engellilik, yaş ve cinsel yönelim temelinde ayrımcılığa karşı korunmanın genişletilmesi ve boşlukların giderilmesi amacı ile Konsey Direktifi için Öneri yayımladı. Bu öneride sosyal güvenlik, sağlık güvencesi, eğitim, hizmet ve mallara erişim ve arzı alanlarını kapsayan şekilde istihdam sektörü ele alındı. Şimdi de Temel Haklar Ajansı, AB hükümetlerine Komisyon’un önerisini kabul ederek her alanda ayrımcılığı kapsayacak şekilde ayrımcılığa karşı korunmayı genişletmeleri çağrısında bulunuyor.
YETERSİZ VERİ ETKİN POLİTİKALARA ZARAR VERİYOR
Rapor, haklar konusunda bilincin zayıf olmasında ayrımcılık ile ilgili olarak yetersiz kayıt ve raporlama mekanizmalarının büyük bir etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Raporda, ırka dayalı ayrımcılık suçlarında AB üyesi 15 ülkede ırkçılığa dayalı suç konusunda kamuya açık resmi cezai adalet verisi ya tamamı ile yok ya da az sayıda dava ile ilgili rapor ile sınırlı olduğu ifade ediliyor. Rapora göre, yalnızca AB üyesi 9 ülkede veri toplama mekanizmasının “iyi” derecede, buna karşın yalnızca üçünde “kapsamlı” olarak ifade edilen düzeyde olduğu tespit ediliyor.
YUNANİSTAN, AB ÜYE ÜLKELERİ ARASINDA EN ALT KATEGORİDE YER ALIYOR
Avrupa Birliği’nde ırkçılık ve ayrımcılık ile ilgili olarak Eşitlik Örgütleri ve Irksal Eşitlik Direktifi kapsamında şikâyet mekanizmaları başlığı altında Komisyon’un Direktif’in doğru şekilde aktarılmasını güvence altına alamaması halinde Avrupa Adalet Divanı önünde adli muameleye başvurabileceği belirtiliyor. Buna bağlı olarak Komisyon, 2008 yılında Yunanistan’a karşı açılan davanın sonuçlandırıldığını ifade ediyor.
Bununla birlikte yasal şikâyet konusunda üye ülkeler arasında büyük bir çeşitlilik gözlemleniyor. Bu anlamda Yunanistan’da 10 ila 100 arasında resmi şikayet sayısı kayıt edilmiş. Irkçı suç/şiddet ile ilgili olarak resmi cezai adalet veri toplama mekanizmalarının kalitesi konusunda ise Yunanistan, İspanya ile birlikte en alt kategoride yer alıyor. Konu ile ilgili Yunanistan’da resmi bir veri toplanmamış ya da kamusal alanda erişilebilir bilgiye rastlanmıyor.
Buna karşılık Yunanistan’da nefret mağdurlarının yasal korunması ile ilgili olarak ilerleme kaydedildiği not ediliyor. Buna göre ırkçı bir motivasyonun kesin suçlar için artık ağırlaştırılmış bir koşul olarak kabul ediliyor. Yine de bazı cesaret verici gelişmelere rağmen FRA, ırkçı suça cevap verme konusunda üye ülkelerin başarısızlıklarını not eden raporlar almaya devam ettiğini ifade ederek Uluslararası Af Örgütü’nün 2008 yılında Yunanistan ve İspanya’da göçmenler ve sığınma arayanlara karşı polis vahşeti ile ilgili suçlamaları rapor ettiğini örnek gösteriyor.
Ayrımcılık başlığı altında Yunanistan ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM)’nin Sampanis ve Diğerleri v. Yunanistan davası ile ilgili kararına yer veriliyor. Buna göre çocuklarını yerel ilkokula kayıt etmek üzere yaptıkları başvurusu reddedilen Roma kökenli Yunan vatandaşlarının açtıkları davada AİHM, Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılık yapmama ve eğitim hakkı ile ilgili hükümlerini ihlal ettiği kararına varmıştır.
Konu ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “Temel Haklar Platformu üyesi olan ABTTF, Avrupa Birliği düzeyinde temel haklar alanında yaşanan gelişmelere yakından tanık olma ve süreci etkileme fırsatını yakalamıştır. Temel Haklar Ajansı’nın 2009 Yıllık Raporu buna örnektir. Rapor, Ajans’ın temel hakların korunması alanında yetki ve görev alanını genişleterek Avrupa Birliği düzeyinde ırkçılık, ırka dayalı ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, ilgili hoşgörüsüzlük alanında en yetkili kuruluş olmaya olduğuna işaret etmektedir” açıklamasında bulundu.
Yunanistan ile ilgili olarak ise Habipoğlu, “2009 Yıllık Raporu, temel hakların korunması ve ayrımcılık alanında Yunanistan’ın durumunu açıkça özetlemektedir. AB üyesi 27 ülkeden Yunanistan, en alt kategoride yer almaktadır. Araştırma yapılan konulardan biri olan nefret suçları ya da ayrımcılık ile ilgili olayların rapor edilmesi konusunda rapor, Yunanistan’ın resmi bilgi sağlamadığını doğrulamaktadır. Bununla birlikte Temel Haklar Ajansı tarafından gerçekleştirilen Avrupa Birliği Azınlıkları ve Ayrımcılık Anketi (EU-MIDIS) çalışması Avrupa Birliği üye ülkelerinin yanı sıra Yunanistan’da da ayrımcılığın günlük hayatın bir parçası olduğunu göstermektedir” açıklamasında bulundu.
Kaynak: Birlik Gazetesi