Başkent Atina’da Yunan polisinin Suriyeli göçmene ait Kur’an-ı Kerim’i yırtarak üzerine basmasını tahrik ve provakasyon olarak değerlendiren Atina’da yaşayan Müslümanlar, polisten yapılan saygısızlık için özür bekliyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelerek Atina’da yaşayan Müslümanlar, Kur’an’a hakarete Türkiye’den cevap verilmesini de istiyor.
TÜRKİYE’DEN TEPKİ BEKLİYORUZ
Geçtiğimiz Cuma gecesi Attiki Maydanı yakınında Bangladeşlilerin açtıkları bir mescit, kimliği tespit edilemeyen kişiler tarafından yerel saatle 02:45’te benzin dökülerek kundaklandı. Dumandan etkilenen ve cam kırıklarından hafifçe yaralanarak yanmaktan son anda kurtulan 4 kişiden 3’ü Md. Hafizurraahman, Zakir Hosian ve Md. Abdüllatif, yaşadıkları korkuyu Cihan Haber Ajansı’na şöyle anlattı. Apartmanın Bodrum katındaki tek girişi bulunan 75 metrekarelik mescitte istirahat ettikleri anlatan Bangladeşli Müslümanlar, camın kırılarak dökülen benzinin aniden ateşlendiğini söyledi. İçeride olduklarını bilen kişilerin kendilerini de yakmak istediklerini söyleyen Müslümanlar, girişi kaplayan alevlerden arkadaşlarının yardımıyla kurtulduklarını belirtti. Saldırganların en az 5 kişi olduğu tahmin edilirken, Yunanca konuşan kısa saçlı kişilerin siyah elbise giydikleri ifade edildi. Yangın sonucu mescit kullanılamaz hale gelirken, çok sayıda Kur’an-ı Kerim de kül oldu.
"Kur’an’a yapılan saygısızlığın üzerine bir de canımızdan olacaktık" diyen Zakir Hosian, "Müslümanlar kendi halinde işi ve ailesiyle ilgilenen insanlar. Atina’da kimseye bir zararımız yok. Bizden ne istiyorlar? Eğer yangına müdahale edilmeseydi, bizle birlikte apartmandaki Yunanlar da ölecekti. Bu bir provakasyon. Bizi tahrik etmek istiyorlar." dedi.
"Yunan polisi ve Yunan halkı, Kur’an’a yapılan saygısızlığa yeterince tavır koymadı" diyen Hafizurrahman ise, "Polis Atina’da bir öğrenci öldürdü Yunanistan ayağa kalktı. Bizi yakmaya çalıştılar, 1 dakikalık haber dışında ses çıkaran olmadı. İlla bir insan mı ölmesi gerekiyor?" şeklinde dert yandı.
Abdüllatif ise Atina’da yaşanan ibadethane sorununa dikkat çekiyor. Müslümanlar’ın mescite dönüştürülen Bodrum, daire ve depolarda ibadet yamak zorunda kaldıklarına dikkat çeken Abdüllatif, "Yunan devletinin kaç defa cami sözü verdiğini unuttuk. Bizi kandırmaktan vazgeçsinler. Yapamıyorlarsa izin versin, bizler kendi imkanlarımızla cami yapalım." görüşünü dile getirdi.
Yanan mescitin hemen bitişiğindeki bir başka mescit cemaatinden Arnavut göçmeni İbrahim ise Kur’an’a yapılan hakarete Türkiye’nin sessiz kalmasını içerlediğini söyledi. Türkiye’nin Danimarka’daki karikatür krizi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos çıkışından duydukları memnuniyeti hatırlatan İbrahim şöyle konuştu: "Atina’da yapılan yürüyüşlerle biz tepki gösterdik. Bu saygısızlığa bütün Müslüman ülkeler tepki göstermeliydi. Özellikle Türkiye’den Diyanet ve Erdoğan gerekli cevabı vermeliydi. Bu konuda yalnız kaldığımızı hissettik. Gerekeni yapacaklarını umuyorum."
Öte yandan yapılan yürüyüşler sırasında dükkan ve arabalara verilen zarara ilişkin ise İbrahim, "Yürüyüş sırasında kıran, dükkan ve arabalara zarar verenler, hırsızlık yapanlar aramıza karışan ırkçılık karşıtı Yunan ve anarşist gruplardı. Masum insanlara zarar veren Müslüman olamaz." görüşünü dile getirdi. Atina’da yaşayan Müslümanlar, bundan böyle ibadethanelerini korumak için 24 saat nöbet tutacaklarını açıkladı.
YUNANİSTAN MÜSLÜMANLAR BİRLİĞİ’NDEN AÇIKLAMA
Yunanlara kızgınlık duymadıklarını, tepkilerinin polise olduğunu açıklayan Yunanistan Müslümanlar Birliği, bugün polisin cezalandırılması için mahkemeye başvuracak. Birlik, "Kur’an’a yapılan saldırı, biz Müslümanlar için en büyük hakarettir. Bizi derinden yaralayan bu olay, çoğu Müslüman’da kutsal bir öfkeye dönüştü." dedi. "Atina polisinin sorumluluğu üstlenmeyerek Kur’an’a saldırının üzerine yağ döktüğünü ve tahrik eden polisi gizlediğini" düşünen Birlik, "Biz polisten bir özür beklerdik. Onun için Atina Emniyet Müdürü’ne giderek televizyona bizimle çıkarak özür dilemeliydi. Böylece Müslümanları sakinleştirebilecektik." değerlendirmesinde bulundu.
Konunun gündemde tutmaya kararlı olan Atinalı Müslümanlar, şehir merkezinde barış yürüyüşü düzenlemeye devam edecek. Gelecek Cuma günü bir yürüyüş yapacak olan Müslümanlar, bu kez aralarına provakatörlerin sızmaması için tedbir almayı planlıyor. Bir Müslümanın polise ya da dükkana taş atması durumunda polise teslim edilecek.
AŞIRI SAĞCI PARTİ: BEĞENMİYORSANIZ GİDİN
Atina Emniyet Müdürlüğü ise polis kontrolü sırasında bir Suriyelinin üzerinde kağıt mendil içinde ve üzeri bantla sarılı bir paket bulunduğunu açıkladı. Emniyet, polisin paketi uyuşturucu sanarak açmaya çalıştığı sırada Kur’an sayfalarını yırttığı savunmasında bulundu.
Aşırı sağcı Ortodoks Halk Birliği Partisi (LAOS) Başkanı Yorgos Karacaferis ise yaptığı açıklamayla tepki çekti. Karacaferis, "Dinlerine saygımız var. Ancak davetsiz olarak Hıristiyan bir ülkeye gediklerini anlamaları lazım. Onları en iyi şekilde ağırlamaya çalışıyoruz. Eğer hoşlarına gitmiyorsa kapılar açık." dedi. Müslümanlar, geçen Cuma günü Karacaferis’in bu açıklamasından cesaret alan bazı kişilerin mescitlerini kundaklamış olabileceklerine dikkat çekti.
YUNAN BASINI: 30 YILLIK CAMİ RÜYASI
Son olarak Yunanistan’ın etkili gazetelerinden Ta Nea ve hükümet yanlısı Elefteros Tipos, bugün Kur’an’a saldırı ve yaşanan gelişmeleri geniş bir şekilde işlemeyi sürdürdü. Attiki bölgesinde 700 bin Müslümanın yaşadığını savunan gazeteler, hala bir cami ve mezarlığın açılması konusunun askıda olmasını eleştirdi. Gazeteler, "İlk defa 1978 yılında cami yapılması için verilen dilekçenin üzerinden 30 yıl geçtiğini, başkente cami konusunun Müslümanlar için bir rüya olarak kaldığını" yazdı. 2004 yılında caminin Olimpiyatlara yetiştirilemediğini kaydeden gazeteler, 2006 yılında kilisenin de onayıyla meclisten geçen karardan da bir sonuç çıkmadığını hatırlattı.
Gazeteler, Müslümanların 130 civarında mescitte ibadet etmeye çalıştıklarını, ölen kişileri ise büyük paralar ödeyerek ya Batı Trakya’ya ya da ülkelerine göndermek zorunda kaldıklarına dikkati çekti.
Kaynak: Birlik gazetesi