Değerli Üyelerimiz;
Bilindiği üzere 9 Eylül Pazartesi günü Anavatan Türkiye’de milyonlarca öğrenci ve öğretmenimiz yeni eğitim ve öğretim yılına merhaba dedi. Anavatanımızda öğrenimine devam eden tüm öğrencilerimiz ile öğretmenlerimizin yeni eğitim ve öğretim yılını kutlar iken kendilerine sonsuz başarılar da dilemekteyim. Yeni eğitim ve öğretim yılının tüm hemşehrilerimiz açısından başarılı bir şekilde geçmesi en büyük temennimdir.
Sayın Hemşehrilerimiz;
Malumunuz üzere Anavatanda eğitim ve öğretim yılının başlamasından kısa bir süre sonra ülkemiz Yunanistan’da eğitim hayatına devam eden öğrencilerimiz de ders başı yaptılar. Ancak üzülerek görmekteyiz ki geçmiş yıllarda olduğu gibi bu eğitim dönemi de Batı Trakyalı öğrencilerimiz ve azınlığımız için son derece sıkıntılı bir şekilde başlamıştır. Yunan Devletinin, azınlığımız üzerinde gerçekleştirdiği asimilasyon politikalarının bir kolu olan Batı Trakya’daki eğitimin kalitesizleştirilmesi süreci her geçen gün artarak devam etmektedir.
Lozan anlaşmasından doğan en temel haklarımızdan biri olan eğitim hakkımız gasp edilmekte, öğrencilerimizin kaliteli eğitim almaması için tüm imkanlar Yunan Devleti tarafından seferber edilmektedir. Yine üzülerek görmekteyiz ki öğrenci sayısı bahane edilerek azınlık okullarımızın kapatılması yanlışı halen devam etmekte, öğrencilerimizin Türkçe eğitim hakları gasp edilmektedir. Eğitim alanındaki hak gaspının zirveye ulaştığı bu dönemde Gümülcine Medrese-i Hayriye Lisesi’nin açılış töreninde yaşananlarda büyük bir soru işaretidir. Azınlığımız ile hiçbir bağı olmayan atanmış kişilerin, istenmedikleri halde okulun açılış törenine girme çabaları ve hatta bu uğurda öğrencileri polise şikayet ederek sindirmeye çalışmaları da kabul edilebilir davranışlar değildir. Okulun gerçek sahibi olan öğrencileri polise şikayet ederek baskı altına alma çabaları hiçbir şekilde izah edilebilecek bir tutum değildir. Tek amaçları eğitim olan öğrencilerimize karşı girişilen bu davranışı kınıyor ve Batı Trakya Müslüman Türk Toplumunda hiçbir karşılığı olmayan atanmış kişiler ile aynı ortamda bulunmak dahi istemeyen öğrencilerimizi yürekten kutluyoruz.
Yaşanan bunca sorun ortada iken çözüm üretmek yerine bahane üreten Yunan Devleti, bu sefer de İskeçe Muzaffer Salihoğlu Azınlık Lisesi ve Ortaokulunda öğrenci çokluğunu bahane ederek ikili eğitime geçme kararını dikte etmektedir. Okul Aile Birliği ile Encümen heyetinin tüm karşı çıkmalarına rağmen, aldığı bu kararı zorla uygulamaya çalışan Yunan Devleti temsilcilerinin asıl amacı, kaliteli eğitim vermek değil, azınlık insanını bu yol ile eğitimden uzak tutmaya çalışmaktır. Alınan bu yanlış karardan Okul Aile Birliği, Encümen Heyeti ve öğrenci velilerinin sağduyulu davranışları sonrasından geri adım atılacağına olan inancımız tamdır.
1923 Tarihli Lozan Anlaşması gereği temel haklarımızdan olan azınlık eğitimini kalitesizleştirmeye, bilimsel gerçeklerden uzaklaştırmaya ve hatta ortadan kaldırmaya çalışan tüm kurum ve uygulamaların karşısında olduğumuzu bir kez daha belirtiyor ve bu vesile ile hem Anavatan Türkiye’de hem de ülkemiz Yunanistan’da eğitim hayatlarına devam eden tüm öğrencilerimize bir kez daha başarılar diliyorum.
