Batı Trakya’nın Kalbi Keşan’da Attı

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin düzenlediği iftar yemeği  11 Ağustos 2012 tarihinde Keşan Şapçı Ağadayı tesislerinde mükemmel bir organizasyonla gerçekleşti.Batı Trakya Türklerinin akın ettiği İftara; Bursa Şubemizi temsilen Dernek Başkanımız Şükrü Köse ve yönetim kurulu üyelerimiz katıldı.

Yoğun katılımla gerçekleşen iftar yemeğine Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Burhanettin Hakgüder, AK Parti Edirne Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, CHP Edirne Milletvekili  Kemal Değirmendereli, Rodop İli SİRİZA Milletvekili Ayhan Karayusuf, Rodop İli PASOK Milletvekili Ahmet Hacıosman, SİRİZA İskeçe İli milletvekili Hüseyin Zeybek,  eski milletvekilleri İlhan Ahmet ve Ahmet Faikoğlu, D.E.B. Partisi Başkanı Mustafa Aliçavuş, Gümülcine Belediyesi “Eşitliğe İlk Adım” Listesi Başkanı Sibel Mustafaoğlu, Keşan Jandarma komutanı, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı İsmet Kadı, Kozlukebir Belediye Başkanı İbrahim Şerif, Gümülcine S.Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe S.Müftüsü Ahmet Mete, Türk Azınlığın dernek başkanları, Batı Trakya’daki spor kulüpleri başkanları, İpsala Kaymakamı ve Keşan Kaymakam Vekili Mehmet Ali Gürbüz, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Bursa Şubesi Başkanı Şükrü Köse ve İzmir Şubesi Başkanı Aydın Özcan ve v.d. şube başkanları, Kozlukebir Belediyesi “Toplumsal Hareket” Başkanı Saadettin Şakir Hüseyin, BAKEŞ Başkanı Cemil Kabza’nın yanısıra Batı Trakya ve Türkiye’den yaklaşık 1000 kişi katıldı.

 

İftara, AK Parti Edirne Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu’nun, “Biz istisnasız hepimiz Türküz ve Müslümanız. Türk olmaktan onur, Müslüman olmaktan gurur duyuyoruz. Bu iki ayağımızı  güçlü kılarak karşımıza kim çıkarsa çıksın, Yunanlı ne yapmak isterse istesin, bütün oyunları bozabileceğimiz iki temel ayağımız, Türklüğümüz ve Müslümanlığımızdır; milli kimliğimizdir, manevi duruşumuzdur.” Sözleri ile Dernek Başkanı Burhanettin Hakgüder’in “Türk Milleti Ege’den bahsederken mesele diye bahseder, Kerkük’ten bahsederken mesele diye bahseder, ama Kıbrıs ve Batı Trakya’dan “dava” diye bahseder.”  Görüşleri damgasını vurdu.

“Türk Milleti Ege’den bahsederken mesele diye bahseder, Kerkük’ten bahsederken mesele diye bahseder, ama Kıbrıs ve Batı Trakya’dan “dava” diye bahseder.”

Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif’in yaptığı duadan sonra yapılan protokol konuşmalarında, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Burhanettin Hakgüder, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin  15  gün sonra 66. kuruluş yılını kutlayacağını belirtti, Türkiye’de kaç tane bu tür kuruluşun olduğunu sordu ve emeği geçenlere teşekkür etti.

Hakgüder, “Bizim yürüttüğümüz  dava, 1923 yılında Lozan’da atılan imzanın takipçisi,  sessizlerin sesi, kimsesizlerin kimsesi olma adına yürüttüğümüz bir davadır. Bu dava kutsal bir davadır. Türk Milleti Ege’den bahsederken mesele diye bahseder, Kerkük’ten bahsederken mesele diye bahseder, ama Kıbrıs ve Batı Trakya’dan “dava” diye bahseder. İşte Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği, Türk Milleti’nin kendisine emanet ettiği bir davayı yürütmenin onurunu  ve şerefini de yaşadığını bilmektedir.

Değerli arkadaşlarım!

İlk günden beri bu dernekte yöneticilik yapmış olan arkadaşlarımın hepsinin inancı şudur: Ben odaklı değil, biz odaklı ve kurum odaklı projelerin içinde olmuşlardır. Hiçbir zaman için kişisel, şahsi bir odaktan  yönetme veyahut da unsur olma adına hiçbir arkadaşımız bulunmamıştır.  Hepsi kurumsal kimliğe saygı duymuştur.  Bugün bizim için Gümülcine Müftülüğü, İskeçe Müftülüğü, milletvekillerimiz, Azınlık Danışma Kurulu’muz, Gümülcine Türk Gençler Birliği’miz, İskeçe Türk Birliği’miz gibi sivil toplum kuruluşlarının dışında hiçbir kuruluş tanımıyoruz.  Yani Azınlığın kuruluşları dışında hiçbir kurum ve kuruluş tanımıyoruz Batı  Trakya’da. Avrupa’da ABTTF dışında başka bir kurum ve kuruluş tanımıyoruz. Tabii ki Türkiye’de de onurla, şerefle ve sizin de takdiriniz odur ki, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği dışında da başka bir kurum ve kuruluş da bu davayı yürütmemektedir. Şunun için söylüyorum: Sizin bugün burada  Batı Trakya’nın bütün katmanları olarak bulunmanız bu söylemimizin gerçeğini ispat eden bir belgedir. Ne mutlu sizlere ki kardeşlerin buluşmasına vesile oldunuz. Bu vesileyle sizlere bir defa daha teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar!

Gerçekten de dünden daha fazla birbirimize sahip çıkmak zorundayız. Bölgemiz ateş çemberinde olduğu; gerek siyasi ateş çemberi, gerek ekonomik  olarak da ateşlerin alev alev olduğu bir ortamda, bizim ayrışmamızın, bizim “ben” odaklı politikalar üretmemizin toplumumuza, ülkemize hiçbir faydası  olmadığını Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği olarak bir defa daha dile getirmek ve dikkatinizi çekmek istiyorum. Yarın çok geç olabilir;  eğer birbirimiz sahip çıkmazsak. Biz farklı düşüncelerin, farklı siyasi partilerin,  farklı inançların sahibi olabiliriz.; ama Batı Trakya Türkleri, Batı Trakya’nın birliği, sirliği ve bütünlüğü konusunda dünden daha fazla birlik ve beraberlik içerisinde olmak durumundadırlar. Üç gün önce Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin önünde o hareketi yapanları ağzıma bile almak istemiyorum, ama ne kadar büyük bir cehaletle uğraştığımızı da söylemeden geçemeyeceğim.

Batı Trakya Türkleri, Batı Trakya’da göçmen değil, 1000 yıldan beri o yörenin gerçek sahipleri ki bunu dahi bilmeyenler var. Batı Trakya Türkleri, Lozan’da imzalanan Lozan Antlaşması ile Yunanistan’a emanet olarak  bırakılmıştır. Yunanistan bu emanetine en ufak bir leke  getiremez, çünkü uluslar arası bir antlaşmayla  hukukun üstünlüğüyle bırakılan Batı Trakya Türklerini korumanın ilk görevi Yunanistan’ındır. Tabii ki T.C. devleti o imzacı devletlerden birisi olarak da bu işin hamisidir, bizim dünyada tek güvendiğimiz kuruluştur.

Zaman zaman Türkiye’de insan hakları havarileri kesilen aydınlarımız vardır. “Batı Trakya Türklerini Avrupa vatandaşı olarak da Avrupa müktesebatı korur” der. Ben  de onlara hep şunu söylemişimdir: “Avrupa müktesebatı Batı Trakya Türklerini koruyorsa, İskeçe Türk Birliği niye açılmaz? Avrupa müktesebatı koruyorsa, benim insanımın seçtiği müftüler niye görevlerine gelmezler? Avrupa müktesebatı koruyorsa, benim anaokulundaki çocuklarım neden iki dilde eğitim yapmazlar ve neden Ortodoks dininin etkisi altında eğitim yapmaya mahkum edilirler? Madem Avrupa müktesebatı  koruyor, neden benim basınım bağımsız, özgür değildir? 

Netice itibariyle şunu söylemek istiyorum arkadaşlar: Bizim dünyada  tek bir koruyucumuz var Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun  dışında da hiçbir kurum ve kuruluş yok!

Ben  sözlerimi uzatmak istemiyorum.  Sıkıntılarımız var mı, var. Zaman zaman yanlışlar yapılıyor mu, yapılıyor. Veliler üniversite konusunda bir hassasiyet yaşıyorlar ki bunu biliyoruz. İkamet tezkeresi konusunda sıkıntılar yaşıyorlar, bunları biliyoruz. Çalışma müsaadeleri konusunda  zaman zaman sıkıntılar yaşanıyor, bunları da biliyoruz. Bunların  halli için el birliğiyle, TBMM’de  bulunan gerek kendi milletvekillerimiz, yani bunu derken bizim teşkilatımızın içinden çıkmış olan milletvekilleirmiz ve gerekse 70 tane milletvekilinden oluşan TBMM Batı Trakya Destek Grubu milletvekillerimizle birlikte, inşallah hep birlikte, elbirliğiyle bu sorunlarımızı aşacağız. Allah kısmet ederse Ekim ayında tekrar TBMM Destek Grubu’muzu toplayacağız. İnşallah bu defa Yunanistan Parlamentosu’ndaki milletvekillerimizle, müftülerimizle v.d. sivil  toplum üyelerinin başkanlarıyla birlikte TBMM’de sorunlarımızı tartışacağız.”

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı İsmet Kadı, Anavatan’da yaşayan Batı Trakya’lılarla bir arada olmaktan büyük bir mutluluk ve kıvanç duyduğunu ifade etti ve bu toplumun bir parçası olduğundan dolayı da büyük bir mutluluk duyduğunu belirtti.

Kadı, “Öyle zannediyorum ki, bizler buradan, Batı Trakya Türkleri olarak çok güçlü bir birlik ve beraberlik mesajı sunmaktayız. Ben, bu mesajın her yöne yansımasını diliyorum. Yalnız birkaç  gün önce Danışma Kurulu’muzun, Batı Trakya’mızın gözbebeği kuruluşlarımızdan biri olan Gümülcine Türk Gençler Birliği’mize saldırıda bulunanların da bu mesajdan payına düşeni almasını temenni ediyorum. Batı Trakya’mızın birlik ve beraberliğinin daimi olmasını diliyorum.”

Gümülcine S.Müftüsü İbrahim Şerif, Batı Trakya’nın her köşesinden 1000 civarında soydaşla birlikte iftar yaptıklarını, Batı Trakya davasına inanmış, gönül vermiş, Batı Trakya’yı aklından çıkarmayan değerli  bay ve bayanlara teşekkür ettiğini söyledi.

Şerif, “Ramazan ayı bizleri birleştiriyor, kaynaştırıyor. Zaten Cenab-ı Allah’ın da bizden istediği bu. Bu güzelliği yaşadığımız için, yaşattığınız için, bir araya  geldiğimiz ve geldiğiniz için bizleri bir araya getirdikleri için herkesin  ayağına ve yüreğine sağlık diyorum.”

"Batı Trakya’da mutfaktır, bunu kimse unutmasın! O mutfakta, o aşa elini koyacak, ateşte yakacak olan insanlara, aman lütfen dikkat edin!”

İskeçe S.Müftüsü Ahmet Mete, tutulan ramazanların kabulünü dilediğini ifade etti.

Mete, “Siz aslında benim ne konuşacağımı biliyorsunuz. Ama konuşup konuşmamakta kararsızım. Ramazlar birlik günleri. Düne nazaran daha iyiyiz, fakat bir bilmecedir Batı Trakya! Neden  çözülemiyor, bilmiyorum. Ben 20 senedir Batı Trakya’da yaşıyorum ve 6 senedir müftüyüm. Bu  bilmeceyi çözemedim. Yunanlı ya bizi çok  güzel halletmiş, veyahut da biz kendimize gerçekten kardeş, arkadaş, kandaş, dindaş olarak hiçbir şekilde saygı göstermiyoruz. Bunu açık söylüyorum, çözmüş bizi. Bir örnek  vereyim ben size. İskeçe’de Hemitli köyü var. 60 sene camisine çivi çakamadık. İmar iskan müdürü bunun bu halini görünce bizim bir avukat arkadaşa 20 günlük bir izin verdi. Tuttuk aceleyle, aman uyanmasınlar diyerek o camiyi tamirata başladı.  Kalasları temizledik. Yeni kalaslar koyduk. Caminin arkasını tuğla ile ördük. Etraf duvarlarını  hemen örmeye başladık. 5. günü ne oldu? Devletin tayin ettiği müftü ki elimde belgesi de var, imar iskana gitti ve “orada Müslüman yok, vakıf heyeti yoktur, nasıl izin verirsiniz” diye camiyi durdurdu. Bu olayı gördükten sonra bana sorulan soru, “Müslüman değil mi?” Bilemem ki ben bunu. Caminin karşısındaki papaz gidipte su ve kahve ikram ederken, adı Hasan Hüseyin olan birinin bunu yapmasını  anlayamıyorum.

Onun için muhterem kardeşlerim, bakın yemekler ne kadar güzeldi. Mutfaktaki arkadaşların ellerine sağlık. Mutfakta pişti ama, biz burada yedik. Batı Trakya’da mutfaktır, bunu kimse unutmasın! O mutfakta, o aşa elini koyacak, ateşte yakacak olan insanlara, aman lütfen dikkat edin!”

D.E.B. Partisi Başkanı Mustafa Aliçavuş, soydaşların birlikte olamaya, dertlerini anımsamaya dünden bugün daha fazla ihtiyacı olduğunu söyledi.

Aliçavuş, “Ben ve arkadaşlarım batı Trakya Türklerinin haklarını aramak için yola çıktık. Bizler 12 devletin imza koyduğu Lozan Antlaşası ile Yunanistan’a emanet edildik. Osmanlı’dan sonra asırlardır bu topraklarda yaşayan Batı Trakya Türkleri Yunanistan’a emanet edildi. Hakları Lozan Antlaşması ile çerçeve altına alınmıştır. Ama, görüyoruz ki ben, arkadaşlarım ve halkım, 21. Yüzyıl’da yaşamamıza rağmen, ülkemiz Yunanistan 30 yıldan bu yana AB üyesi olmasına rağmen, Batı  Trakya Türklerinin sorunlarını çözmemekte. Sizler bu ülkeye köle olarak bırakıldınız misali, insanlarımızı üçüncü sınıf vatandaş olarak yaşatmaya devam ediyor.

 

Değerli soydaşlar!

Kim burada Batı Trakya Türklerinin davasında ilerleme var diyorsa, Yunan Devleti adım atmış diyorsa, bizler onun karşısındayız. Ne eğitimde, ne müftülüklerde, ne vakıflarda ilerleme olmadı, olmuyor.”

"Sizleri Batı Trakya’ya yatırım yapmaya davet ediyorum."

T.C. Gümülcine Başkonsolosu Osman İlhan Şener, Batı Trakya’nın iki yakasını bir araya hetiren Dernek Başkanı Hakgüder’ teşekkür ettiğini ve T.C. Atina Büyükelçisi Sayın Kerim Uras’ın ve saygı ve selamlarını ilettiğini belirtti.

Şener, “Sorunlar olduğu gibi devam ediyor. Bugün Yunan Devleti müftülerimizi tanımıyor. Varsın olsun, soydaşlarımızın ezici çoğunluğu arkalarında müftülerimizin. İTB’nin tabelası hala asılı değil, AB ülkesinde bunu  anlamak gerçekten zor. Azınlık anaokulları  yok. Daha d vahimi Rodos ve İstabköy’de soydaşların  azınlık statüleri yok. Ama soydaşlarımızın  birlik ve beraberlik içinde bütün bu zorlukların üstesinden geleceğine inanıyorum, çünkü çok onurlu bir mücadele yürütüyorlar. 

Benim Batı Trakya’yı bırakıp buraya yerleşen soydaşlarımıza birkaç çağrım var. Birincisi,  Batı Trakya’yı sadece seçimlerde hatırlamayın; her zaman aklınızda, gönlünüzde ve kalbinizde olsun. Bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Sizleri Batı Trakya’ya yatırım yapmaya davet ediyorum. Kendi günüz yoksa gücü olan vatandaşlarımızı ikna edin, onları yöneltin, çünkü Batı Trakya’nın buna ihtiyacı var. İkincisi, büyükelçimizin bir sözü var: “Biz Batı Trakya Türklerinde üç sacayağı tanıyoruz; iki müftümüz, soydaş milletvekilleri ve soydaş belediye başkanları. Ben her zaman Azınlığın bu soydaş önderlerinin arkasında olmalarını istiyorum; sizden de bunu istiyorum, yani zaman zaman bilmeyerek de olsak köstek olabiliriz. Müftülerimizi, milletvekillerimizi, soydaş belediye başkanlarını ve eyalet  meclis üyelerini destekleyelim. Onların sizin destek ve hayır dualarınıza ihtiyacı var. Ben de sizlerin hayır duasını istiyorum.”

"Gümülcine Türk Gençler Birliği’ne yapılan o melul saldırının  herhalde Yunanistan Devleti’nce çok ağır bir şekilde cezalandırılması gerekirdi."

İpsala Kaymakamı ve Keşan Kaymakam Vekili Mehmet Ali Gürbüz, haklı davanın peşinden koşan bir avuç  insan olduğunu ve davayı tekrar ayağa kaldırabilmek için bir mücadele verildiğini  ifade etti.

Gürbüz, “Son dönemde başta Büyükelçiliğimiz ve Konsolosluğumuz olmak üzere ciddi hareketler var. Azınlığımız tekrar kendine geldi ve şöyle bir titredi. Bunda Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin de çok büyük katkıları var  ki bugün burada bizleri bir araya getiriyorlar ve birlik beraberliğimiz için bir fırsat aramamızı sağlıyorlar. Biz bu ramazan günü dualarımızı eksik etmeyelim. Birlik ve beraberliğimiz eksik olmasın. Eminim bu  haklı dava karşısında ne Yunanistan ne de Avrupa durabilir.

AB’nin  mevzuatı çerçevesinde değerlendirecek olursak, bugün Gümülcine Türk Gençler Birliği’ne yapılan o melul saldırının  herhalde Yunanistan Devleti’nce çok ağır bir şekilde cezalandırılması gerekirdi. Şunu da söyleyeyim, Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin arkasında koskoca Türkiye Cumhuriyeti de var. Bizler her zaman onların arkasındayız. Onlara uzanan el bize de uzanmış sayılır.” Görüşlerine yer verdi.

Rodop İli PASOK Partisi Milletvekili Ahmet Hacıosman, sorunların devam ettiğini, Azınlığın bir yandan sorunlarla devam ederken, diğer yandan ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıların etkisi altında  kaldığını söyledi.

Hacıosman, “İnşallah önümüzdeki dönem Azınlığımız temsil  etmekte olan  kardeşlerimle birlik ve beraberlik içerisinde, Azınlık kurum ve  kuruluşlarıyla, hep beraber bu toplumun sorunlarının çözümü için mücadele edeceğiz. Elbette ki  bu sorunlar konusunda mücadele etmek bizim boynumuzun borcu. İşte bu borcu, hem ülkemize bir rahatlık kazandırmak için, bunun yanında Azınlığımıza ve insanlarımıza rahatlık kazandırmak için  bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz.” Düşüncelerini aktardı.

İskeçe İli SİRİZA Milletvekili Hüseyin Zeybek, tablonun çok  sevindirici olduğunu, her alanda yetişmiş insanların bulunduğunu ve Genel Merkez’in bugün çok büyük bir olaya imza attığını ifade etti.

Zeybek, “Bu kadar seçilmiş insanı bir araya getirmek büyük bir başarıdır. 66. yılını  kutluyor derneğimiz. Nice yüzyıllara diyeli. Batı Trakya  Dayanışma Derneğimiz bizim yapı taşlarımızdan bir tanesidir. Zor günlerde Batı Trakya’daki soydaşlarımızı temsil etti. Onların  varlığı bizim için bir teminattır. Hedefimiz, bu birlik ve beraberliğimizi siyasi alanda da kullanmak olmalı. Biliyorsunuz ki benden önce konuşan arkadaşlar sorunlarımızdan bahsettiler. Bu sorunlarımızı tek başımıza çözmek mümkün değil; ne bir milletvekili  ne de bir kurum çözebilir.” Görüşlerine yer verdi

Rodop İli SİRİZA Milletvekili Ayhan Karayusuf, iftar davetinde insanları buluşturan herkese teşekkür ettiğini belirtti.

Karayusuf, “Bizim bir arada olmamızın ne kadar büyük önemi olduğunu belirtmek istiyorum. Sözümü fazla uzatmak  istemiyorum. Temennim şu ki, Batı Trakya Türk Azınlığı, her zaman  birlik beraberlik içerisinde, hem vatandaşı olduğu  Yunanistan’da, hem de Anavatan’ımız Türkiye’de, her şeyin, barışın ve sevginin hakim olduğu bir dünya dileğiyle sizlere iyi akşamlar diliyorum. Kadir  geceniz ve Ramazan Bayramı’nın mübarek olsun.” Görüşlerine yer verdi."Bu kadar baskıya rağmen kültürünü, dilini kaybetmemiş, dimdik ayakta olan Mustafa Kemal’in ruhunu ısrarla yaşatan sevgili soydaşlarımızı gördüm ve çok gururlandım."

CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, Batı Trakya’nın ve Türkiye’nin dört bir ucundan kopup gelen,  Türkiye’nin ve Batı Trakya’nın aydınlık yüzlerini, Mustafa Kemal’in evlatlarını  saygı ve sevgiyle selamladığını ifade etti.Değirmendereli, “Bu akşam burada Şapçı tesislerinde Değirmendere’li bir kardeşiniz olarak  hepinize yeniden hoş geldiniz diyorum.

 

Değerli  dostlar!

24 Temmuz’da Gümülcine’deydik. Orada gururla şunu gördüm: Bu kadar baskıya rağmen kültürünü, dilini kaybetmemiş, dimdik ayakta olan Mustafa Kemal’in ruhunu ısrarla yaşatan sevgili soydaşlarımızı gördüm ve çok gururlandım. Bu akşam da yine burada memleketin dört bir ucundan bir arada olmanızdan, bundan sonraki mücadelenin de başarılı geçeceğine olan inancım tam. Ben de sizin içinizden bir kardeşiniz olarak TBMM’de her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumu ifaede ediyorum. Biliniz ki TBMM’de bir masa ve kürsünüz var. Bundan sonraki süreçte de gerekli desteği daha yüksek seviyede vereceğimize olan inancım tamdır ki sizlerin de buna inanmanızı dilerim.” Görüşlerini aktardı.

AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, Burada herkesin ortak paydasının Batı Trakya olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, “Batı Trakya’daki insanımızın anlaşmalarla, uluslar arası metinlerle tanınan haklarının kendilerine iadesi konusunda belirli bir çaba sarf ediyoruz. Batı Trakya’da  br üzüntü hasıl olduğunda hepimiz birlikte üzülüyoruz; olumlu bir hava  estiğinde hepimiz neşeyle bu havadan teneffüs ediyoruz. Ancak takdir edersiniz ki her insanın bulunduğu noktada farklı düşünceler ve eylemler tezahür edebilir. Ancak bizim ortak bir paydamız var; biz Batı Trakya’nın geleceğini, istikbalini ve Batı Trakya insanının  eşit ve hür bir vatandaş olarak yaşamasını ve haklarının iadesi konusunda mücadele sarf ediyoruz. Düşüncesini sergileyenler  çeşitli şekillerde olabilir. Şöyle  ki: kişinin çok farklı bir dünya görüşü vardır, kişinin yaslandığı ideoloji farklıdır, geleceğe farklı bir perspektiften bakabilir. Önemli olan bu fikirleirn tartılılmasını sağlamak, bu fikirleri birbiriyle çatıştırarak olumlu bir durumu ortaya koymak. Bizim için önemli olan budur.” Düşüncelerini aktardı. "Ne kadar  birlik ve beraberlik içinde olursak inanıyorum ki Anavatan’ın desteği de muhataplığı da güçlü ve daha sonuç verici olacaktır."

 

AK Parti Edirne Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu, Batı Trakya davasının sıkıntıları olan bir dava olduğunu ve geleceğe ümitli bir sürece girildiğini ifade etti.

Müezzinoğlu, “Bu salonda ikincisini organzie ettiğimiz iftar sofrası yetmiyor. Gelecek sene iftarı bu salonda yapmayacağız, çünkü en az 3000 kişilik bir organizasyon yapmamız gerekir. Biz ne kadar  bir arada olursak, birbirimize olan iletişimimiz ne kadar güçlü kılarsak , inanıyorum ki Batı Trakya davasına da bir o kadar katkımız olur. Ben Batı Trakya duyarlılığı olan her kardeşimizden; yaşam tarzı, meşrebi farklı  olabilir, ama şu iki kelime çok önemli: Biz istisnasız hepimiz Türküz ve Müslümanız. Türk olmaktan onur, Müslüman olmaktan gurur duyuyoruz. Bu iki ayağımızı  güçlü kılarak karşımıza kim çıkarsa çıksın, Yunanlı ne yapmak isterse istesin, bütün oyunları bpzabileceğimiz iki temel ayağımız, Türklüğümüz ve Müslümanlığımızdır; milli kimliğimizdir, manevi duruşumuzdur. Bu anlamda inanıyorum ki önümüzdeki süreç Batı Trakya için çok daha anlamlı ve değerli olacaktır…

Değerli dostlar!

Anavatan Batı Trakya’nın yanında. Batı Trakya’dan istediğimiz üç kelime: Milli ve manevi değerlere sahip çıkmak, birlik ve beraberliğini her geçen gün güçlendirmek. Ne kadar  birlik ve beraberlik içinde olursak inanıyorum ki Anavatan’ın desteği de muhataplığı da güçlü ve daha sonuç verici olacaktır. Bu duygularala Pazartesi akşamı Kozlukebir’e, Salı akşamı Edirne Saraçlar’da 5000 kişilik iftar soframız var,  tüm Batı Trakya’lıları davet ediyoruz. Cuma akşamı  Sirkelli’ye davet ediyoruz. Bayram sabahı Şahin’e davet ediyoruz. İnşallah  Seçek’e de seneye daha büyük bir organizasyonla hem milli duruşlarımıza, hem manevi  duruşlarımıza her zaman her türlü desteği, hangi siyasi görüşte olursak olalım Anavatan olarak  Batı Trakya’nın yanındayız, Balkanlar’ın yanındayız, bu millete ait tüm değerlerin yanındayız.”

İftar programı katkıda bulunanlara plaket takdimi ile sona erdi.

www.rodopruzgari.com

FOTOĞRAFLAR

Daha Fazla İlgili Makale Yükleyin
Daha Çok Yükle admin
Daha Fazla Yük Haberler

İlginizi Çekebilir

İSKEÇE MUZAFFER SALİHOĞLU AZINLIK ORTAOKULU VE LİSESİ MÜTEVELLİ HEYETİ VE OKUL AİLE BİRLİĞİ’ Nİ MİSAFİR ETTİK

Batı Trakya’ da zorlu ve baskılar altında geçen 2018-2019 öğretim dönemini başarılı …