Batı Trakya açısından 31 Ağustos 1913`ün önemi

Batı Trakya Türk Cumhuriyeti, Tarihte ilk Türk Cumhuriyeti 31 Ağustos 1913’te Batı Trakya’da kurulmuştur. Garbi Trakya Müstakil Hükümeti adıyla da anılan bu Türk Cumhuriyeti Devleti’ni, hem Yunanistan hem de Bulgaristan tanır. Kuvay-ı Milliye tabiri ilk defa Batı Trakya mücadelesinde kullanılır.

    Başkent: Gümülcine
    Yüzölçümü: 8.578 Km²
    Ordu: Çoğunlukla piyade, 29.170 kişi
    Yönetimi: Cumhuriyet
    Devlet başkanı: Hoca Salih Efendi
    Genelkurmay Başkanı: Süleyman Askeri
    Başlangıç tarihi: 31 Ağustos 1913
    Yıkılışı: 25 Ekim 1913

Batı Trakya Türk Cumhuriyeti (aslen Osmanlıca: önce Garbî Trakya Hükûmet-i Muvakkatesi; غربی تراقیا حكومت موقته سى; Batı Trakya Geçici Hükümeti, sonra Garbî Trakya Hükûmet-i Müstakilesi; غربی تراقیا حكومت مستقله سى; Batı Trakya Bağımsız Hükümeti), tarihte ilk Türk Cumhuriyeti 31 Ağustos 1913 tarihinde Batı Trakya’da kurulmuştur. Balkan Savaşları sonrasında Batı Trakya’daki Türkler tarafından kurulan 3 ay süreyle mevcut olmuş bir devlettir. Garbî Trakya Müstakil Hükümeti adıyla da anılan bu devletini, hem Yunanistan hem de Bulgaristan tanır. Kuvay-ı Milliye tabiri ilk defa Batı Trakya mücadelesinde kullanılır. Bu devlet, varolduğu kısa süre içinde henüz hiçbir başka hükümet tarafından tanınamamıştı. Batı Trakya bölgesinin henüz kendine ait olmayan Yunanistan siyasi sebeplerden dolayı böyle bir devlete sıcak bakıyordu, hatta kendi iradesi ile Dedeağacı bu devlete teslim etmişti. Bulgaristan ve Osmanlı İmparatorluğu ise yine siyasi sebeplerden dolayı bu devletin sonunu istediler. Cumhuriyet sadece 56 gün yaşadı.

Tüm Batı Trakya (Doğuda Meriç, batıda Makedonya, Kuzeyde Bulgaristan – Rodopların Karlık, dağları ve güneyde Ege Denizi; Ortaköy köprüsü- Kırcaali–Eğridere-Paşmaklı, Eşekkulağı geçidi-Makas- Mesta Karasu ve İskeçe üzerinden Akdeniz’e, Enez’den Gümülcine -İskeçe- Dedeağaç- Karağaç- Fere’ye- Koşukavak- Mestanlı ile çevrilidir.)

Tarihi
Osmanlı Devleti, Balkan Savaşı ile ilgili olarak son antlaşmayı da 13 Mart 1914’de Sırbistan ile yapmıştı. İki devletin ortak sınırı kalmadığından, bu antlaşmada daha çok Sırbistan’da kalan Türkler’in durumu konusuna yer verildi ve "Batı Trakya Geçici Türk Hükümeti" kuruldu. Ancak 3 ay sürebildi.

29 Eylül 1913’de Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında yapılan İstanbul Antlaşması ile Edirne dahil Doğu Trakya’nın Osmanlı Devleti’ne verilmesine karşılık Batı Trakya Bulgarlara bırakılmıştı. Batı Trakya Geçici Türk Hükümeti bu duruma karşı çıktı ve antlaşmayı tanımadığını ileri sürdü. Aradan geçen sürü içinde Geçici Hükümet bütün bölgede teşkilatını kurdu ve 30000 kişilik bir de savunma gücü oluşturdu. Bağımsızlığını ilan eden yeni yönetim, ilk olarak ülkenin sınırlarını belirlemiş, bağımsız devletin sembolü olan ay yıldızlı, yeşil, beyaz bayrağı resmi binalara çekmiş, 29.170 kişilik ordusunu kurup, bütçesini hazırlamış, pul bastırarak, pasaport uygulamasına geçmiştir. Bu arada Osmanlı yasa ve tüzükleri aynen kabul edilerek davalara da Garbi Trakya Adliyesi bakmaya başlamıştır.
Selanik doğumlu bir Yahudi olan Emmanuel Karasu (Carasso) tarafından resmi bir haber ajansı kurulmuş; Fransızca ve Türkçe olarak Müstakil-Indépendant adında bir gazete çıkarılmıştır. Bu gelişmeler üzerine Bulgarlar, bölgede yığınak yapmaya başladı. Ancak o dönemde Osmanlı Devleti, yeni kurulan bu Cumhuriyete dış baskıların da etkisiyle olumlu bakmıyordu. Buna ilaveten İstanbul’daki siyasi iktidar kavgası ve kargaşası Batı Trakya’da böyle bir bağımsız Türk devletiyle ilgilenme olanağını ortadan kaldırmıştı. Bunun üzerine Sadrazam Sait Halim Paşa hükümeti, Batı Trakya Geçici Türk Hükümeti üzerine baskı yaparak bölgenin boşaltılmasını sağladı. Nitekim 29 Ekim 1913 tarihinde imzalanan İstanbul Anlaşmasıyla Osmanlı hükümeti, Batı Trakya’yı bütünüyle Bulgaristan’a bırakmıştır. Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin toprakları, General Lazarof komutasındaki Bulgar kuvvetlerince 30 Ekim 1913 tarihine kadar tamamen işgal edilir ve bu devlet sona erer. Böylece Ağustos 1913’ün ilk günlerinde, Batı Trakya’da büyük ümitlerle başlayan bu kurtuluş mücadelesi de üç ay sonra Ekim sonlarında acı bir düşkırıklığı ile sona erdi. Bölgede bir yoğunluk oluşturan Türkler ve yüzyıllardır Türk hakimiyeti altında kalan bu topraklar da Makedonya gibi hudutlar dışında bırakıldı.

1912 Ekiminde başlayan, sonradan Romanya’nın da katılmasıyla bütün Balkanları kapsayan büyük kavga, Ağustos 1913’de yani 10 ay gibi kısa bir süre sonunda bitti. Bu büyük kavga neticesinde mirastan en büyük payı Yunanistan aldı. Osmanlı Devletinin Balkanlardaki 5 vilayeti, Selanik, Manastır, Kosava, Yanya ve İşkodra’nın paylaşılması sonucunda;

    * Yunanistan: 50. 000 km², toprak ve 1. 600. 000 nüfus;
    * Sırbistan: 30. 000 km², toprak ve 1. 200. 000 nüfus;
    * Bulgaristan: 18. 000 km², toprak ve 1. 000. 000 nüfus;
    * Karadağ: 5. 000 km², toprak ve 150. 000 nüfus kazandılar.

Ayrıca Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti ve İşkodra’yı da topraklarına kattı. Balkanlı diğer uluslar, büyük mirası aralarında pay ederken ve Makedonya’yı adeta yutarlarken, buranın asıl sahibi olan Makedon halkından hiç bahsedilmedi. Ege adaları hakkında, büyük devletler Londra’da Şubat 1914’de şu esasları tespit ettiler: Meis hariç İtalya’nın işgal ettiği adalar onda; İmroz, Bozcaada hariç diğerleri Yunanistan’da kalacaktı. Ancak bu karar hukuki bir neticeye bağlanamadan Birinci Cihan Savaşı başladı.

"Bayraktaki siyah Balkanlardaki zulmü temsil etmektedir. Yeşil İslamı, Ay Yıldız Türklüğü temsil etmektedir."

Millî Marşı

Ey Batı Trakyalı asil Türk çocuğu ne mutlu sana,
Sen hayat verdin kanınla millî kurtuluş savaşına.
Yüce kahramanlığın nakşedildi cihanın her yanına,
Selam duruyor milletler senin şu millî bayrağına.

Bastığın şu yerler senin şanlı şehitlerinle dolu.
Düşmanlar taciz edemez yüce kahramanların ruhunu.

Şanlı şehitlerin sarılmış kurtuluş bayrağına,
Bu ne ulvi şereftir gömülmek ecdad toprağına.
Yurtta hürriyetin, istiklâlin rüzgârı esiyor,
Kahraman mücahitler şu pis esareti deviriyor.

Bu şanlı millî istiklâl savaşından asla dönülmez!
Karşımıza çelik ordular da çıksa, bizi ürkütemez!

Biz, millî istiklâl için Meriç’i, Karasu’yu aştık,
Bütün müstevlileri ezerek, yenerek hedefe ulaştık.
Balkanlarda şanlı bir cumhuriyet çığırını açtık,
İlk defa hürriyet meş’alesini biz yaktık.

Bu bayrak dalgalanacak, cumhuriyet yaşayacak!
Karşımızdaki düşmanlar bizden ürküp kaçacak!

Binlerce yıl hür yaşayan bir milletin torunlarıyız,
Şu steplerin kurdu, arslanı, göklerin kartalıyız.
Mücahitlerin hamlesi her zaman fırtınalar andırır,
Savaşta heybetimizin dehşetinden düşmanlar bayılır.

Batı Trakya Cumhuriyeti yaşayacak,yaşayacak!
Terakkimizin karşısında milletler şaşıracak!

Ey şirin Batı Trakya!… İşte nihayet esaretten kurtuldun,
Ey düşmanlar!… Sanmayın savaşlardan bu millet yorgun.
Cumhuriyetin yüce bayrağı her an bu yurtta dalgalanacak,
Su bütün Batı Trakyalılar kıyamete kadar hür yaşayacak!

Süleyman Askeri Bey
Piyade Kurmay Binbaşı
Batı Trakya Bağımsız Hükûmeti Genelkurmay Başkanı
Dedeağaç, 3 Eylül 1913

Kaynak: VİKİPEDİ Özgür Ansklopedi

Daha Fazla İlgili Makale Yükleyin
Daha Çok Yükle admin
Daha Fazla Yük Haberler

İlginizi Çekebilir

İSKEÇE MUZAFFER SALİHOĞLU AZINLIK ORTAOKULU VE LİSESİ MÜTEVELLİ HEYETİ VE OKUL AİLE BİRLİĞİ’ Nİ MİSAFİR ETTİK

Batı Trakya’ da zorlu ve baskılar altında geçen 2018-2019 öğretim dönemini başarılı …