Sayın Bartholomeos’un Türk-Yunan Dostluğunun gelişmesini engelleme girişimine iki ülke halkı izin vermeyecektir.
Sayın Bartholomeos’un 23.10.2011 tarihli Hürriyet Gazetesinin Pazar ekin de muhabir Okan Konuralp’le yaptığı röportajında, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneğini karalama ve gerçekleri çarpıtma gayretine girdiğini üzülerek gördük.
Belirtmek isteriz ki, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği 1946 yılında Yunanistan’ın uyguladığı baskılardan kaçarak Türkiye’ye sığınan Batı Trakya Türk Azınlığı mensupları tarafından T.C kanunlarına uygun olarak kurulmuş, 1983 yılından itibaren T.C Bakanlar Kurulu tarafından kamu yararına çalışan dernekler statüsüne alınmıştır.
Derneğimiz dün olduğu gibi bugünde,hukukun üstünlüğüne,insan temel hak ve özgürlüklerine,din ve vicdan hürriyetine inanan; 15 şubesi,iki vakfı ve iki spor kulubü ile birlikte, Batı Trakya Türklerinin hak arama mücadelesini , Türkiye Cumhuriyeti anayasasına ve kanunlarına uygun hareket ederek,uluslararası hukuk çerçevesinde savunmaya devam etmektedir.
Diğer taraftan, son dönemde gerek Yunanistan, gerekse Türkiye’de bulunan birçok kurum ve kuruluşun, birbirine karşı sabır ile, anlayışla yaklaşmaya çalıştığı bir süreçte, sayın Bartolomeos’un dostluğa,iki ülke ilişkilerine ve özellikle iki azınlığa hiçbir katkı sağlamayacak,açıklamalarda bulunması ve bunu yaparken, Türkiye’ de yaşayan büyük bir camiayı farklı bir yere oturmaya çalışmasını talihsiz bir açıklamadan öte, bir din adamına yakışmayan tarzda olayların çarpıtılması olarak gördüğümüzü üzülerek belirtmek isteriz.
Sayın Bartholomeos’un belirttiği gerekçelere dayalı bir olaya Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği hiçbir şekilde karışmadığı gibi,röportajda ismi geçen şahısların da derneğimiz ile ilişkilendirilme gayretine girilmesi de büyük bir yanılgının eseri olsa gerek. Yine sayın Bartolomeos bu olayı bir dil sürçmesi olarak söylememiş ise, bu tamamen gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan gerçek dışı bir beyanat olarak tarihteki yerini alacaktır.
Diğer taraftan, İki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu yönde gelişmesine katkı yapmayacağına inandığımız bu ifadeleri bir kez daha vurgularken ; Eğer sayın Bartholomeos gerçekten dostluğa, kardeşliğe, insan temel hak ve özgürlüklerine, din ve vicdan hürriyetine inan bir Türk vatandaşı ise,yine kendisinin ropörtajında da kabul ettiği gibi,Türkiye’nin son dönemde yaptığı olumlu katkılarıda göz önüne alarak, kendisinden Türk kamu oyunun beklediği küçüçük bir jesti birlikte gerçekleştirmeyi öneriyoruz.
“Geliniz kamuoyunda kin kapısı olarak adlandırılan kapıyı açınız. Bu kapıdan Batı Trakya Türk Azınlığı ve İstanbul Rum Azınlığı mensupları olarak birlikte geçerek, gerek Yunanistan’daki Müslüman – Türk Azınlığının, gerekse İstanbul Rum Azınlığının sorunlarını birlikte değerlendirelim, insanlığa, bölgemize ve dünya barışına hizmet edelim.”
Yine belirtmek isteriz ki, Batı Trakya Müslüman-Türk Azınlığı’nın, Yunanistan’ın gerek Ege , gerek Kıbrıs , gerekse İstanbul Rum Azınlığı için talepleri nedeniyle, Yunan-Türk ilişkilerinde çıkan sorunlar sonrasında çok büyük bedeller ödediği bilinen gerçeklerdir.Ancak bu sorunlarda iyileşmelerin yaşandığı süreçte, Batı Trakya Türk Azınlığın’ın sorunlarının çözüldüğünden bahsetmek mümkün değildir. Bu gün bizzat sayın Bartholomeos tarafında da Kabul edildiği vechi ile, İstanbul Rum Azınlığının birçok sorunu Türkiye Cumhuriyeti tarafından çözümlenmiş olmasına rağmen, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın ‘’azınlık hakları’’verilmesi konusunda bir nebze ilerleme sağlanamamıştır.
Dün sorunlarının çözümünde Lozan Andlaşmasındaki statü ve mütekabiliyet şartlarının gerekliliğini kamuoyunda dillendiren, gerek Yunan Politikacıları,gerekse Yunan kilisesi üzerinde etkinliği bilinen sayın Bartholomeos’tan, Batı Trakya Müslüman -Türk Azınlığının Vakıf malları, Müftülük konusu,çağdaş eğitim konusunda yaşadığı sorunları , Yunan kamuoyunda bir Türk vatandaşı din adamı olarak dile getirmesi beklenir iken, bu azınlığın göz bebeği saygın kuruluşuna saldırmasını,hedef göstermeyi tercih etmesini en basitinden talihsizlik olarak nitelemekteyiz.
Batı Trakya Türkleri,hiçbir zaman için İstanbul Rum Azınlığının haklarının kısıtlanması konusunda bir talebi olmadığı gibi,İstanbul Rum Azınlığı’nın hiçbir kurumunu da hedef olarak görmemiştir. Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği yönetim kurulu ve üyelerinin Türkiye Cumhuriyetin’e vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin eşitliğini,Türkiye Cumhuriyetinin uluslararası anlaşmalardan doğan sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmesi talebleri dışında hiçbir talepleri de olmamıştır.!
Bu nedenledir ki,biz Batı Trakyalılar, Türkiye Cumhuriyeti devletinden, ona bağlı tüm kurum ve kuruluşlarından bizim Lozan anlaşmasından ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarımızı savunmalarını talep ettik. Eğer bir gün sayın Bartholomeos’tan bir talebimiz olur ise onun nedeni de Patrikhaneyi İstanbul’daki Ortodoks Hristiyan vatandaşlarımızın hizmetinde olan bir Türk Kuruluşu olarak bize emanet eden ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığımız bir emre inancımız nedeniyle yapacağımızı saygı ile kamuoyuna duyururuz.
Saygılarımızla,
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği